Yazın çalışmalarına şiirle başlayan, “Sevda Üzre Dil” adlı şiir kitabı ile Yazko Şiir Ödülü’nü, “Düşler ve Gerçekler” adlı romanı ile de Türkiye’nin en saygın ödüllerinden olan Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazanarak Türk Edebiyatında hızlı bir tırmanışa geçen Celal Pamukçu’nun bir solukta okuyacağınız “Kayıp Dışı Yaşamlar” isimli yeni romanını siz okurlarımızın beğenisine sunuyoruz.
Celal Pamukçu romanında yurtlarından, sevdiklerinden sökün edip gelen, yer ve zaman koşulları ne kadar değişirse değişsin, yazgıları hiç değişmeyen; kendilerine armağan edilen yaşamlarının her safhasında hayalleri, düşleri, umutları ve aşkları hep eksik kalan bir grup göçmen ailesinin Makedonya’da başlayıp İstanbul’da devam eden, yaklaşık kırk yıla yayılan, yürek burkucu yaşam öykülerini anlatmaktadır. 1940’lı yıllardan başlayıp 1970’li yıllara akıp giden, İkinci Dünya Savaşı’nda ve sonrasında Makedonya’da yaşananları trajik iki aşk öyküsü eşliğinde anlatan roman, Türkiye’nin özellikle ellili, altmışlı ve yetmişli yıllarının kritik sosyal ve siyasal olaylarını da siyah beyaz bir film şeridi gibi gözler önüne sermektedir.
Yazın çalışmalarına şiirle başlayan, “Sevda Üzre Dil” adlı şiir kitabı ile Yazko Şiir Ödülü’nü, “Düşler ve Gerçekler” adlı romanı ile de Türkiye’nin en saygın ödüllerinden olan Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazanarak Türk Edebiyatında hızlı bir tırmanışa geçen Celal Pamukçu’nun bir solukta okuyacağınız “Kayıp Dışı Yaşamlar” isimli yeni romanını siz okurlarımızın beğenisine sunuyoruz.
Celal Pamukçu romanında yurtlarından, sevdiklerinden sökün edip gelen, yer ve zaman koşulları ne kadar değişirse değişsin, yazgıları hiç değişmeyen; kendilerine armağan edilen yaşamlarının her safhasında hayalleri, düşleri, umutları ve aşkları hep eksik kalan bir grup göçmen ailesinin Makedonya’da başlayıp İstanbul’da devam eden, yaklaşık kırk yıla yayılan, yürek burkucu yaşam öykülerini anlatmaktadır. 1940’lı yıllardan başlayıp 1970’li yıllara akıp giden, İkinci Dünya Savaşı’nda ve sonrasında Makedonya’da yaşananları trajik iki aşk öyküsü eşliğinde anlatan roman, Türkiye’nin özellikle ellili, altmışlı ve yetmişli yıllarının kritik sosyal ve siyasal olaylarını da siyah beyaz bir film şeridi gibi gözler önüne sermektedir.