Dünya bir han bizler yolcuyuz. Bunu anlamanın en iyi yolu seyahate çıkmaktır. Başka insanların hayat tarzlarını, tecrübelerini gözlemlemek karşılaştırma imkânı verir. Onların bıraktığı eserler adeta birer menzil taşıdır. Nereye gittiğimiz ve nerede durduğumuz hakkında fikir verir. Tıpkı insanlar gibi şehirlerin de şahsiyeti vardır. Yüzyılların birikimi şehirlerin kimliğine kazınmıştır.
Elinizdeki eser yazarın İslam dünyasında yaptığı bazı gezilerin notlarından oluşuyor. Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya, Rusya içlerinden Balkanlara, geniş bir medeniyet coğrafyası. Kayrevan İslam medeniyetinin ilk ortaya çıkardığı yerleşimlerden birisi. Oradan yönelme Batı’ya, Endülüs’e oluyor. Endülüs İslam ve Batı uygarlıklarının geçiş dönemi özelliklerini taşıyor. Oradan Ortadoğu bölgesine dönüyoruz. Kadim Kudüs bir buluşma ve ayrışma noktası olarak Ehli Kitab’ın kalbinde yer alıyor. Türk dünyasında Kazan, İslam’ı ilk benimseyen bölge olarak önemli bir konuma sahip. Kayıp Bulgar Hanlığı’nın ve çocuklarının hikâyesi ibretlik özellikler taşıyor.
Yazar oradan Doğu Avrupa ve Balkanlara geçiyor. Osmanlı bakiyesi olan şehirler bugün unuttuğumuz bir dünyanın izlerini taşıyor. Bulgaristan, Yunanistan, Üsküp, Bosna Hersek bize yüzyıllarca birlikte yaşamaktan gelen ortak atmosferi sunuyor. Bugün önemli bir Türk veya Müslüman nüfus da barındıran bu ülkeler coğrafyamızın tabii ve kültürel bir uzantısıdır. Bu eser, bir gezi rehberi değildir. Ama turistik gezi yazılarında bulunamayacak pek çok detay içeriyor. Ülke veya şehir tarihi değildir. Ama bir gezinin sınırları içinde fikir verecek kadar geçmişe dönüşler yer alıyor. Konu olarak tarihin, coğrafyanın, sanat ve edebiyatın sınırlarına girebilir. Nihayetinde her birisi ayrı bir gezi hikâyesidir.
Dünya bir han bizler yolcuyuz. Bunu anlamanın en iyi yolu seyahate çıkmaktır. Başka insanların hayat tarzlarını, tecrübelerini gözlemlemek karşılaştırma imkânı verir. Onların bıraktığı eserler adeta birer menzil taşıdır. Nereye gittiğimiz ve nerede durduğumuz hakkında fikir verir. Tıpkı insanlar gibi şehirlerin de şahsiyeti vardır. Yüzyılların birikimi şehirlerin kimliğine kazınmıştır.
Elinizdeki eser yazarın İslam dünyasında yaptığı bazı gezilerin notlarından oluşuyor. Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya, Rusya içlerinden Balkanlara, geniş bir medeniyet coğrafyası. Kayrevan İslam medeniyetinin ilk ortaya çıkardığı yerleşimlerden birisi. Oradan yönelme Batı’ya, Endülüs’e oluyor. Endülüs İslam ve Batı uygarlıklarının geçiş dönemi özelliklerini taşıyor. Oradan Ortadoğu bölgesine dönüyoruz. Kadim Kudüs bir buluşma ve ayrışma noktası olarak Ehli Kitab’ın kalbinde yer alıyor. Türk dünyasında Kazan, İslam’ı ilk benimseyen bölge olarak önemli bir konuma sahip. Kayıp Bulgar Hanlığı’nın ve çocuklarının hikâyesi ibretlik özellikler taşıyor.
Yazar oradan Doğu Avrupa ve Balkanlara geçiyor. Osmanlı bakiyesi olan şehirler bugün unuttuğumuz bir dünyanın izlerini taşıyor. Bulgaristan, Yunanistan, Üsküp, Bosna Hersek bize yüzyıllarca birlikte yaşamaktan gelen ortak atmosferi sunuyor. Bugün önemli bir Türk veya Müslüman nüfus da barındıran bu ülkeler coğrafyamızın tabii ve kültürel bir uzantısıdır. Bu eser, bir gezi rehberi değildir. Ama turistik gezi yazılarında bulunamayacak pek çok detay içeriyor. Ülke veya şehir tarihi değildir. Ama bir gezinin sınırları içinde fikir verecek kadar geçmişe dönüşler yer alıyor. Konu olarak tarihin, coğrafyanın, sanat ve edebiyatın sınırlarına girebilir. Nihayetinde her birisi ayrı bir gezi hikâyesidir.