Sovyetler Birliği’nde Stalin döneminde yaşanan siyasi baskı repressiya kavramı ile ifade edilmektedir. Repressiya, “Büyük Terör”, “Büyük Temizlik”, “Büyük Tasfiye”, “Kızıl Kırgın” gibi farklı adlarla da adlandırılmıştır. Ancak önemli olan kavramın hangi sözcükle adlandırılışı değil, Sovyetler Birliği’nde özellikle Stalin iktidarı sürecinde bizzat devlet eliyle halka yapılan siyasî baskı, zulüm ve kıyımlardır. Her ne kadar Sovyet tarihinde repressiya terimi ile özellikle 1937-1938 yıllarını kapsayan baskı, zulüm ve kıyımlar kastedilerek repressiya süreci daraltılmaya çalışılsa da gerçekte elbette Sovyetlerde uygulanan siyasi baskıyı bu denli kısa bir sürece sığdırmak mümkün değildir.
Sovyetler Birliği’nde baskının, zulmün ve kıyımın Sovyetler Birliği kurulduğu andan dağıldığı ana kadar hep var olduğu günümüzde yapılan çalışmalarda artık delilleriyle ortaya konulmaktadır. Repressiya terimini sadece birkaç yıl ile sınırlandırmak Sovyetler Birliği ve uygulamaları düşünüldüğünde çok da gerçekçi görünmemektedir. Ayrıca repressiyayı birkaç yıl ile sınırlandırmak Sovyetler Birliği’nde Hükümet eliyle yürütülen baskı, zulüm ve kıyımı yok saymak, hafife almak, önemsizleştirmek anlamına da gelir. Sovyet Hükümeti kurulduğu andan itibaren baskı, zulüm ve kıyımla işe başlamıştır ve dağıldığı son ana kadar baskı, zulüm ve kıyıma aralıksız devam etmiştir. Sadece kimi zaman inişler kimi zaman çıkışlarla az ya da daha yoğun olarak repressiya Sovyetler Birliği’nde hep var olmuştur.
Sovyetler Birliği döneminde repressiyaya dair her şey gizli tutulmuştur. Tarihî gerçekler yok sayılmış, bir korku imparatorluğu yaratılarak Sovyet Hükümeti tarafından yaratılan “Sovyet gerçekleri” baskı, zulüm ve kıyımla insanlara zorla kabul ettirilmiştir. Günümüzde yapılan çalışmalar ile uzun yıllar gizlenen bu gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Elinizdeki kitap bu kapsamda Kazakistan’da yaşanan repressiya sürecine ışık tutmaktadır. Kitap, Kazakistan’da yaşanan Kızıl Kıtlık yılları, uydurma suçlamalarla Kazak aydınlarının yok edilişi, onlardan geriye kalan ailelerin yaşadığı trajedi, Kazakistan’daki sürgün, ceza ve çalışma kampları, Sovyet iktidarının Kazak halkının millî kimliğini yok etme siyaseti, repressiyanın günümüz Kazak edebiyatına yansımaları ve örnek edebî metinler ile Sovyetlerin Kazakistan’da yürüttüğü siyasî baskı, zulüm ve kıyımları gözler önüne sermektedir. Bu kitap Kazakistan’da yaşanan repressiya sürecini gözler önüne sermekle birlikte, konu hakkında ileride Türkiye’de yapılacak çalışmalara öncülük edecek bir çalışma niteliğindedir.
Sovyetler Birliği’nde Stalin döneminde yaşanan siyasi baskı repressiya kavramı ile ifade edilmektedir. Repressiya, “Büyük Terör”, “Büyük Temizlik”, “Büyük Tasfiye”, “Kızıl Kırgın” gibi farklı adlarla da adlandırılmıştır. Ancak önemli olan kavramın hangi sözcükle adlandırılışı değil, Sovyetler Birliği’nde özellikle Stalin iktidarı sürecinde bizzat devlet eliyle halka yapılan siyasî baskı, zulüm ve kıyımlardır. Her ne kadar Sovyet tarihinde repressiya terimi ile özellikle 1937-1938 yıllarını kapsayan baskı, zulüm ve kıyımlar kastedilerek repressiya süreci daraltılmaya çalışılsa da gerçekte elbette Sovyetlerde uygulanan siyasi baskıyı bu denli kısa bir sürece sığdırmak mümkün değildir.
Sovyetler Birliği’nde baskının, zulmün ve kıyımın Sovyetler Birliği kurulduğu andan dağıldığı ana kadar hep var olduğu günümüzde yapılan çalışmalarda artık delilleriyle ortaya konulmaktadır. Repressiya terimini sadece birkaç yıl ile sınırlandırmak Sovyetler Birliği ve uygulamaları düşünüldüğünde çok da gerçekçi görünmemektedir. Ayrıca repressiyayı birkaç yıl ile sınırlandırmak Sovyetler Birliği’nde Hükümet eliyle yürütülen baskı, zulüm ve kıyımı yok saymak, hafife almak, önemsizleştirmek anlamına da gelir. Sovyet Hükümeti kurulduğu andan itibaren baskı, zulüm ve kıyımla işe başlamıştır ve dağıldığı son ana kadar baskı, zulüm ve kıyıma aralıksız devam etmiştir. Sadece kimi zaman inişler kimi zaman çıkışlarla az ya da daha yoğun olarak repressiya Sovyetler Birliği’nde hep var olmuştur.
Sovyetler Birliği döneminde repressiyaya dair her şey gizli tutulmuştur. Tarihî gerçekler yok sayılmış, bir korku imparatorluğu yaratılarak Sovyet Hükümeti tarafından yaratılan “Sovyet gerçekleri” baskı, zulüm ve kıyımla insanlara zorla kabul ettirilmiştir. Günümüzde yapılan çalışmalar ile uzun yıllar gizlenen bu gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Elinizdeki kitap bu kapsamda Kazakistan’da yaşanan repressiya sürecine ışık tutmaktadır. Kitap, Kazakistan’da yaşanan Kızıl Kıtlık yılları, uydurma suçlamalarla Kazak aydınlarının yok edilişi, onlardan geriye kalan ailelerin yaşadığı trajedi, Kazakistan’daki sürgün, ceza ve çalışma kampları, Sovyet iktidarının Kazak halkının millî kimliğini yok etme siyaseti, repressiyanın günümüz Kazak edebiyatına yansımaları ve örnek edebî metinler ile Sovyetlerin Kazakistan’da yürüttüğü siyasî baskı, zulüm ve kıyımları gözler önüne sermektedir. Bu kitap Kazakistan’da yaşanan repressiya sürecini gözler önüne sermekle birlikte, konu hakkında ileride Türkiye’de yapılacak çalışmalara öncülük edecek bir çalışma niteliğindedir.