İstediğin Şeyi Kazanmak, Sevdiğin Her Şeye Mal Olabilir.
On yedi yaşındaki Kestrel, bir generalin kızı olarak savurgan ve ayrıcalıklı hayatının tadını çıkarmaktadır. Arin’in ise sırtındaki giysilerinden başka bir şeyi yoktur.
Kestrel, Arin’i kendisine bağlayan fevri bir karar alır ve bununla savaşmaya çalışsalar da birbirlerine âşık olmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Ancak genç âşıkların dünyasında, isyan, düellolar, ahlaksız söylentiler, kirli sırlar ve her şeyin tehlikede olduğu oyunlar hüküm sürmektedir. Birlikte olabilmek için halklarına; ülkelerine sadık kalmak için ise birbirlerine ihanet etmelidirler.
“Kazananın Laneti gençlik fantazya türünde nefes kesici, şiirsel bir zafer. Rutkoski muazzam bir güçle, korkusuz bir güzellik destanı yaratmış. Bu kitap kaçırılmamalı.”
ANN AGUIRRE, New York Times ve USA Today çoksatan yazarı
“Zengin betimlemeler, nefis bir kurgu ve sağlam hikâyecilik, bu fantazyaya olağandışı bir zekâ ve derinlik katıyor… İncelikli ayrıntılar ve zarif anlatım, hikâye evrenini taze ve canlı kılıyor. Politika, entrika, hatta şiddetle dolu, karmaşık ve merak uyandıran olay örgüsünde her karakter yetenek, kusur ve isteklerin girift bir karışımıyla şekilleniyor... Nefes kesici, trajik ve gerçek.”
Kirkus Reviews
“Kazananın Laneti'ndeki her satır özenle yazılmış, öykü ustaca kurgulanmış. Karakterlerin ikilemlerine hayran kaldım ve yüreğim sızladı. Bu kitap ender ve özel bir okuma deneyimi sunuyor; hikâyede bir an sonra ne olacağını hiçbir şekilde tahmin edemedim ve buna bayıldım. Daha fazlasını istiyorum.”
Kristin Cashore, New York Times çoksatanı Yedi Krallık Üçlemesi’nin yazarı
Kazananın Suçu
Kalbinin Sesini Dinlemek, En Büyük Suçun Olabilir.
Kraliyet düğünleri denince akla, şafağa kadar bitmek bilmeyen balolar, havai fişekler ve şenlikler gelir. Çoğu genç kızın hayali olan böyle bir düğün Kestrel için esaretten farksızdır. İmparatorluk sarayında gizlice casusluk yaparken, artık aldığı her nefeste hile ve yalanlarla sarılı olduğunu hissetmektedir. Üstelik özlemini duyduğu Arin’e bile sırrını emanet edememektedir…
Arin ülkesini özgürlüğüne kavuşturmak için mücadele ederken Kestrel’in gereğinden fazla şey bildiğinden kuşkulanmaktadır. Genç kız şoke edici bir sırrı açığa çıkarmaya yaklaşırken, Arin’i en çok yaralayan şey, karanlıkta ona saplanan hançer değil gerçeğin kendisi olacaktır.
“Kazananın Suçu, müthiş bir romantizm ile korkunç bir yıkım arasında gidip gelen, bıçak sırtı bir roman. Rutkoski akıl oyunları, iktidar mücadeleleri ve casuslukla dolu dünyasıyla beni kendine esir etti. Kestrel ile Arin’in aşkının nasıl sonlanacağını merakla bekliyorum.”
MARISSA MEYER, New York Times çoksatan yazarı
“Hikâyenin şaşırtıcı konusu entrika ve hilelerle akıllıca örülmüş. Büyüleyici, yıkıcı ve göz kamaştırıcı.”
Kirkus Reviews
“Baştan çıkaracak ve yürek parçalayacak derecede sarsıcı.”
Los Angeles Times
Kazananın Öpücüğü
Bazı Öpücüklerin Bedeli Vardır.
Savaş başlamıştır. Arin tekinsiz müttefiki Doğu ile düşmanı İmparatorluk arasındaki bu savaşın tam ortasındadır. Artık onu sevmediğine kendini ikna etse de her zaman küçümsediği insanlardan birine dönüşen Kestrel’i unutamamıştır. Çünkü onun gözünde Kestrel, İmparatorluğa hem masum insanların canından hem de belli ki kendisinden daha çok değer vermektedir.
En azından Arin böyle düşünür. Oysa Kestrel soğuk kuzeyde, acımasız bir çalışma kampındaki mahkûmlardan biri olmuştur. Çaresizce oradan kaçmanın yollarını arayan genç kızın tek isteği, Arin’in gerçekleri ve Kestrel’in onun için neleri feda ettiğini öğrenmesidir. İmparatorluğa, yaptıklarının bedelini ödetmenin peşindedir.
Ancak insan, sadece arzulamakla, istediklerini elde edemez.
Savaş kızıştıkça Kestrel ve Arin dünyanın değiştiğini fark ederler. Doğu, Batı’ya diş biledikçe onlar arada kalır. Kaybedecek onca şey varken bu savaşın gerçekten bir kazananı olacak mı?
“Kazananın Öpücüğü, aşkın, gücün ve fedakârlığın muhteşem dengesiyle bağımlılık yaratan, akıllara zarar bir roman. Harika bir seriye yakışan mükemmel bir son.”
MARY PEARSON, The New York Times çoksatan yazarı
İstediğin Şeyi Kazanmak, Sevdiğin Her Şeye Mal Olabilir.
On yedi yaşındaki Kestrel, bir generalin kızı olarak savurgan ve ayrıcalıklı hayatının tadını çıkarmaktadır. Arin’in ise sırtındaki giysilerinden başka bir şeyi yoktur.
Kestrel, Arin’i kendisine bağlayan fevri bir karar alır ve bununla savaşmaya çalışsalar da birbirlerine âşık olmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Ancak genç âşıkların dünyasında, isyan, düellolar, ahlaksız söylentiler, kirli sırlar ve her şeyin tehlikede olduğu oyunlar hüküm sürmektedir. Birlikte olabilmek için halklarına; ülkelerine sadık kalmak için ise birbirlerine ihanet etmelidirler.
“Kazananın Laneti gençlik fantazya türünde nefes kesici, şiirsel bir zafer. Rutkoski muazzam bir güçle, korkusuz bir güzellik destanı yaratmış. Bu kitap kaçırılmamalı.”
ANN AGUIRRE, New York Times ve USA Today çoksatan yazarı
“Zengin betimlemeler, nefis bir kurgu ve sağlam hikâyecilik, bu fantazyaya olağandışı bir zekâ ve derinlik katıyor… İncelikli ayrıntılar ve zarif anlatım, hikâye evrenini taze ve canlı kılıyor. Politika, entrika, hatta şiddetle dolu, karmaşık ve merak uyandıran olay örgüsünde her karakter yetenek, kusur ve isteklerin girift bir karışımıyla şekilleniyor... Nefes kesici, trajik ve gerçek.”
Kirkus Reviews
“Kazananın Laneti'ndeki her satır özenle yazılmış, öykü ustaca kurgulanmış. Karakterlerin ikilemlerine hayran kaldım ve yüreğim sızladı. Bu kitap ender ve özel bir okuma deneyimi sunuyor; hikâyede bir an sonra ne olacağını hiçbir şekilde tahmin edemedim ve buna bayıldım. Daha fazlasını istiyorum.”
Kristin Cashore, New York Times çoksatanı Yedi Krallık Üçlemesi’nin yazarı
Kazananın Suçu
Kalbinin Sesini Dinlemek, En Büyük Suçun Olabilir.
Kraliyet düğünleri denince akla, şafağa kadar bitmek bilmeyen balolar, havai fişekler ve şenlikler gelir. Çoğu genç kızın hayali olan böyle bir düğün Kestrel için esaretten farksızdır. İmparatorluk sarayında gizlice casusluk yaparken, artık aldığı her nefeste hile ve yalanlarla sarılı olduğunu hissetmektedir. Üstelik özlemini duyduğu Arin’e bile sırrını emanet edememektedir…
Arin ülkesini özgürlüğüne kavuşturmak için mücadele ederken Kestrel’in gereğinden fazla şey bildiğinden kuşkulanmaktadır. Genç kız şoke edici bir sırrı açığa çıkarmaya yaklaşırken, Arin’i en çok yaralayan şey, karanlıkta ona saplanan hançer değil gerçeğin kendisi olacaktır.
“Kazananın Suçu, müthiş bir romantizm ile korkunç bir yıkım arasında gidip gelen, bıçak sırtı bir roman. Rutkoski akıl oyunları, iktidar mücadeleleri ve casuslukla dolu dünyasıyla beni kendine esir etti. Kestrel ile Arin’in aşkının nasıl sonlanacağını merakla bekliyorum.”
MARISSA MEYER, New York Times çoksatan yazarı
“Hikâyenin şaşırtıcı konusu entrika ve hilelerle akıllıca örülmüş. Büyüleyici, yıkıcı ve göz kamaştırıcı.”
Kirkus Reviews
“Baştan çıkaracak ve yürek parçalayacak derecede sarsıcı.”
Los Angeles Times
Kazananın Öpücüğü
Bazı Öpücüklerin Bedeli Vardır.
Savaş başlamıştır. Arin tekinsiz müttefiki Doğu ile düşmanı İmparatorluk arasındaki bu savaşın tam ortasındadır. Artık onu sevmediğine kendini ikna etse de her zaman küçümsediği insanlardan birine dönüşen Kestrel’i unutamamıştır. Çünkü onun gözünde Kestrel, İmparatorluğa hem masum insanların canından hem de belli ki kendisinden daha çok değer vermektedir.
En azından Arin böyle düşünür. Oysa Kestrel soğuk kuzeyde, acımasız bir çalışma kampındaki mahkûmlardan biri olmuştur. Çaresizce oradan kaçmanın yollarını arayan genç kızın tek isteği, Arin’in gerçekleri ve Kestrel’in onun için neleri feda ettiğini öğrenmesidir. İmparatorluğa, yaptıklarının bedelini ödetmenin peşindedir.
Ancak insan, sadece arzulamakla, istediklerini elde edemez.
Savaş kızıştıkça Kestrel ve Arin dünyanın değiştiğini fark ederler. Doğu, Batı’ya diş biledikçe onlar arada kalır. Kaybedecek onca şey varken bu savaşın gerçekten bir kazananı olacak mı?
“Kazananın Öpücüğü, aşkın, gücün ve fedakârlığın muhteşem dengesiyle bağımlılık yaratan, akıllara zarar bir roman. Harika bir seriye yakışan mükemmel bir son.”
MARY PEARSON, The New York Times çoksatan yazarı