Keçi Güzellemesi

Stok Kodu:
9786053645573
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
160
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
292,00TL
248,20TL
Taksitli fiyat: 9 x 30,34TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786053645573
1092551
Keçi Güzellemesi
Keçi Güzellemesi
248.20

Bugün niye ülkede keçi düşmanlığı var? Bütün bunlar niye oluyor diye sorarsanız olayı şöyle açıklamak mümkün: Karşımızda algımızı kolaylıkla yönetebilenler var. İstendiği zaman keçinin ne mübarek, ne kadar yararlı, doğa dostu vs. olduğunu algılarımıza yerleştirmek çok uzun zaman almaz. Sistemli bir basın yayın ve reklam kampanyasıyla önümüzdeki birkaç hafta içinde hepimiz keçi peyniri, keçi sütü, keçi eti aramaya koyulabiliriz. Bu durumda ‘egemen güçler ne düşünmenizi isterse onu düşünürsünüz, ne yemenizi isterse onu yersiniz, ne giymenizi isterse onu giyersiniz’ sözünü söyleyen Türk büyüğünü burada bir kere daha saygıyla yad etmek boynumuzun borcudur. Sohbetlerimizin ana konusu keçinin faydaları ve marifetleri üstüne olabilir. O zaman ‘keçi gibi inatçı’, ‘keçileri kaçırmak’ gibi olumsuzluk algısı yaratan deyimler de rafa kaldırılabilir.

Ancak böyle bir durumda holştayn inekleri topraklarımıza bastırmayız. İnsanlar Karadeniz yaylalarında jersey inek besleyeceklerine keçi beslerler. Marketlerden ne olduğunu bilmediğimiz ve ucuz diye tercih ettiğimiz angust etini alıp yemek zorunda kalmayız.

Böyle bir riski hangi egemen güç göze alabilir? Sömürgecilik sadece herhangi bir yerin yer altı yerüstü kaynaklarını sömürmek, dilini kültürünü yozlaştırmak değildir. Sömürgecilik yemeye tenezzül etmediğiniz şeyleri sömürgelerinize yedirmek, giymeye tenezzül etmediklerinizi sömürgelerinize giydirmek, onları her şeyinize bağımlı kılarak yok ekmeğe muhtaç etmektir. Vatanseverlik ise diline, kültürüne, inancına, taşına, toprağına sahip çıkmanın ötesinde bir olgudur ki bu olgu keçiye de sahip çıkmayı gerektirir.

Bugün niye ülkede keçi düşmanlığı var? Bütün bunlar niye oluyor diye sorarsanız olayı şöyle açıklamak mümkün: Karşımızda algımızı kolaylıkla yönetebilenler var. İstendiği zaman keçinin ne mübarek, ne kadar yararlı, doğa dostu vs. olduğunu algılarımıza yerleştirmek çok uzun zaman almaz. Sistemli bir basın yayın ve reklam kampanyasıyla önümüzdeki birkaç hafta içinde hepimiz keçi peyniri, keçi sütü, keçi eti aramaya koyulabiliriz. Bu durumda ‘egemen güçler ne düşünmenizi isterse onu düşünürsünüz, ne yemenizi isterse onu yersiniz, ne giymenizi isterse onu giyersiniz’ sözünü söyleyen Türk büyüğünü burada bir kere daha saygıyla yad etmek boynumuzun borcudur. Sohbetlerimizin ana konusu keçinin faydaları ve marifetleri üstüne olabilir. O zaman ‘keçi gibi inatçı’, ‘keçileri kaçırmak’ gibi olumsuzluk algısı yaratan deyimler de rafa kaldırılabilir.

Ancak böyle bir durumda holştayn inekleri topraklarımıza bastırmayız. İnsanlar Karadeniz yaylalarında jersey inek besleyeceklerine keçi beslerler. Marketlerden ne olduğunu bilmediğimiz ve ucuz diye tercih ettiğimiz angust etini alıp yemek zorunda kalmayız.

Böyle bir riski hangi egemen güç göze alabilir? Sömürgecilik sadece herhangi bir yerin yer altı yerüstü kaynaklarını sömürmek, dilini kültürünü yozlaştırmak değildir. Sömürgecilik yemeye tenezzül etmediğiniz şeyleri sömürgelerinize yedirmek, giymeye tenezzül etmediklerinizi sömürgelerinize giydirmek, onları her şeyinize bağımlı kılarak yok ekmeğe muhtaç etmektir. Vatanseverlik ise diline, kültürüne, inancına, taşına, toprağına sahip çıkmanın ötesinde bir olgudur ki bu olgu keçiye de sahip çıkmayı gerektirir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat