Şu an elinizde tuttuğunuz bu kitap, çizgisel ya da dağınık bir olay örgüsü içinde çırpınıp duran ana ve yan karakterlere sahip değil. Hâl böyle olunca bu kitabı roman olarak değerlendiremeyiz. Belki mübarek bir deve iğne deliğinden geçebilirse bu kitap roman olarak değerlendirilebilir. Aksi takdirde bu kitaba roman demeye bin şahit ister. Bu kitap deneme kitabı da değil. Tarih kitabı zaten değil. Peki neyin nesi bu kitap? O halde söyleyeyim. Bu kitap zihnimin en karanlık köşelerinde gizlenmiş, bazen mantıklı bazen de deli saçması olarak nitelendirilen düşüncelerin somut bir hali. Daha da ötesi bu kitap, kendi nefsimle yapmış olduğum anlamsız kavganın yazılı bir kopyası.
Şu an elinizde tuttuğunuz bu kitap, çizgisel ya da dağınık bir olay örgüsü içinde çırpınıp duran ana ve yan karakterlere sahip değil. Hâl böyle olunca bu kitabı roman olarak değerlendiremeyiz. Belki mübarek bir deve iğne deliğinden geçebilirse bu kitap roman olarak değerlendirilebilir. Aksi takdirde bu kitaba roman demeye bin şahit ister. Bu kitap deneme kitabı da değil. Tarih kitabı zaten değil. Peki neyin nesi bu kitap? O halde söyleyeyim. Bu kitap zihnimin en karanlık köşelerinde gizlenmiş, bazen mantıklı bazen de deli saçması olarak nitelendirilen düşüncelerin somut bir hali. Daha da ötesi bu kitap, kendi nefsimle yapmış olduğum anlamsız kavganın yazılı bir kopyası.