“Bütün ömrü sadece bir gün olan kelebek türleri varmış. Ertesi güne kalmadan, yumurtalarını bırakıp ölürlermiş.
İnsan ömrü çok mu uzun acaba? Yaşanmamış yıllar çok uzun gibi gelse de düne baktığımız zaman, sanki bir gün yaşanmışçasına bir film şeridi gibi hızla gelip geçer gözlerimizin önünden!
Hümbet Hasanoğlu, kelebeklerin kısacık ömründen yola çıkarak bizim de çok uzunmuş gibi görünen üç günlük ömrümüzü nasıl insanca yaşamamız gerektiği hakkında yaşanmış örnekleri deneme, öykü, anlatı formlarıyla bir filozof bilgeliğiyle sunuyor.
Geçici olan bu hayal âleminde kalıcı olanı, iyi ve güzeli, nasıl bir yaşantı sonucu yakalayabileceğimizin ipuçlarını vererek ışık tutarken kimi öykülere serpiştirdiği hüzünlerle okuru, yaşlı gözlerle derin düşüncelere yönlendiriyor…”
“Bütün ömrü sadece bir gün olan kelebek türleri varmış. Ertesi güne kalmadan, yumurtalarını bırakıp ölürlermiş.
İnsan ömrü çok mu uzun acaba? Yaşanmamış yıllar çok uzun gibi gelse de düne baktığımız zaman, sanki bir gün yaşanmışçasına bir film şeridi gibi hızla gelip geçer gözlerimizin önünden!
Hümbet Hasanoğlu, kelebeklerin kısacık ömründen yola çıkarak bizim de çok uzunmuş gibi görünen üç günlük ömrümüzü nasıl insanca yaşamamız gerektiği hakkında yaşanmış örnekleri deneme, öykü, anlatı formlarıyla bir filozof bilgeliğiyle sunuyor.
Geçici olan bu hayal âleminde kalıcı olanı, iyi ve güzeli, nasıl bir yaşantı sonucu yakalayabileceğimizin ipuçlarını vererek ışık tutarken kimi öykülere serpiştirdiği hüzünlerle okuru, yaşlı gözlerle derin düşüncelere yönlendiriyor…”