Yerli ve yabancı pek çok yazar Mustafa Kemâl, Gazi, Atatürk gibi başlıklarla bu büyük lider hakkında pek çok kitap, makale hatta roman yazdılar. İngiliz asıllı H.C.Armstrong'un “Bozkurt” başlıklı kitabının dışında tek bir yazar dahi Mustafa Kemâl Atatürk'ü ve Devrimlerini eleştirir nitelikte bir başka kitap yazmayı, makale dahi yazmadılar. Özellikle yabancı yazarların Gazi hakkında eleştiri niteliğinde yazmamalarının nedeni, bu büyük insana karşı duydukları saygıdan öte, eşsiz önderin elde ettiği başarıların ve yaptığı inanılmaz devrimlerin eleştirilecek yönlerinin bulunmamış olmasından kaynaklanıyordu.
Bundan yaklaşık bir asır önce yazılmış olan elinizdeki bu kitap denilebilir ki Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'ü, inandığı ve yürekten bağlı olduğu zeki ve çalışkan Türk Ulusu ile birlikte gerek iç, gerek dış siyaset konularında akıcı bir üslupla kaleme alınmış ciddi bazda tek kitaptır. Mustafa Kemal Atatürk sınır komşuları ile ilişkilerinden tutunda tüm dünya devletleri ile dostane ilişkiler içine girerken hem kendi, hem dostluk kurmak istediği devletin haklarını gözetleyen, dünyada gelmiş geçmiş tek devlet adamıdır
Avusturyalı yazarın “Türk Rönesans'ını anlatırken Mustafa Kemal Atatürk'ün zeka ve çalışma gücüne olan saygısını ifade tarzı, kitabına ayrı bir zenginlik kazandırmıştır.
Avusturya'nın ilk Türkiye Büyükelçisi August Ritter von Kral'ın 1935 yılında yazdığı “Das Land Kamâl Ataürks” başlıklı bu kitabı benzerlerinden ayıran pek çok özelliğinin yanı sıra, devrimlerin yapılışını günü gününe izleyip, olağan üstü bir titizlikle gözlemleyip kaleme almış olmasıdır.
Bizzat yazarın kendisininde betimlediği gibi, bu kitap yeni Türkiye'nin oluşumunun sıradan bir öyküsü, bir izlenimler demeti, ya da Atatürk'ün öz yaşam öyküsü olmaktan öte, o günlerin Türkiye'sinin bilinçli bir aktarımı, Ulus ve Vatandaş olmanın coşkusu ve güvendiği liderinin öncülüğünde gerçekleştirilenlerin bir bilânçosu olma savındadır.
Kitabı okurken, Cumhuriyet'in ilanı ile başlayıp inanılmaz bir hızla ve Mustafa Kemâl Atatürk'ün hastalığının son günlerine kadar devam eden devrimlerin nasıl ve hangi olanaksızlıklarla gerçekleştirildiğinin hikâyesini de okuyacaksınız. Aynı zamanda yapılan devrilerin, gerçekleştirilen yeniliklerin Türk ulusunun kaderini ve yaşam kalitesini nasıl değiştirdiğine ve kendine, ulusuna sonsuz güvenen bir liderin öncülüğünde, zeki ve çalışkan bir ulusun kültürde, ekonomide, sosyal yaşamda neler yapmaya muktedir olduğuna da şahit olacaksınız.
Yerli ve yabancı pek çok yazar Mustafa Kemâl, Gazi, Atatürk gibi başlıklarla bu büyük lider hakkında pek çok kitap, makale hatta roman yazdılar. İngiliz asıllı H.C.Armstrong'un “Bozkurt” başlıklı kitabının dışında tek bir yazar dahi Mustafa Kemâl Atatürk'ü ve Devrimlerini eleştirir nitelikte bir başka kitap yazmayı, makale dahi yazmadılar. Özellikle yabancı yazarların Gazi hakkında eleştiri niteliğinde yazmamalarının nedeni, bu büyük insana karşı duydukları saygıdan öte, eşsiz önderin elde ettiği başarıların ve yaptığı inanılmaz devrimlerin eleştirilecek yönlerinin bulunmamış olmasından kaynaklanıyordu.
Bundan yaklaşık bir asır önce yazılmış olan elinizdeki bu kitap denilebilir ki Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'ü, inandığı ve yürekten bağlı olduğu zeki ve çalışkan Türk Ulusu ile birlikte gerek iç, gerek dış siyaset konularında akıcı bir üslupla kaleme alınmış ciddi bazda tek kitaptır. Mustafa Kemal Atatürk sınır komşuları ile ilişkilerinden tutunda tüm dünya devletleri ile dostane ilişkiler içine girerken hem kendi, hem dostluk kurmak istediği devletin haklarını gözetleyen, dünyada gelmiş geçmiş tek devlet adamıdır
Avusturyalı yazarın “Türk Rönesans'ını anlatırken Mustafa Kemal Atatürk'ün zeka ve çalışma gücüne olan saygısını ifade tarzı, kitabına ayrı bir zenginlik kazandırmıştır.
Avusturya'nın ilk Türkiye Büyükelçisi August Ritter von Kral'ın 1935 yılında yazdığı “Das Land Kamâl Ataürks” başlıklı bu kitabı benzerlerinden ayıran pek çok özelliğinin yanı sıra, devrimlerin yapılışını günü gününe izleyip, olağan üstü bir titizlikle gözlemleyip kaleme almış olmasıdır.
Bizzat yazarın kendisininde betimlediği gibi, bu kitap yeni Türkiye'nin oluşumunun sıradan bir öyküsü, bir izlenimler demeti, ya da Atatürk'ün öz yaşam öyküsü olmaktan öte, o günlerin Türkiye'sinin bilinçli bir aktarımı, Ulus ve Vatandaş olmanın coşkusu ve güvendiği liderinin öncülüğünde gerçekleştirilenlerin bir bilânçosu olma savındadır.
Kitabı okurken, Cumhuriyet'in ilanı ile başlayıp inanılmaz bir hızla ve Mustafa Kemâl Atatürk'ün hastalığının son günlerine kadar devam eden devrimlerin nasıl ve hangi olanaksızlıklarla gerçekleştirildiğinin hikâyesini de okuyacaksınız. Aynı zamanda yapılan devrilerin, gerçekleştirilen yeniliklerin Türk ulusunun kaderini ve yaşam kalitesini nasıl değiştirdiğine ve kendine, ulusuna sonsuz güvenen bir liderin öncülüğünde, zeki ve çalışkan bir ulusun kültürde, ekonomide, sosyal yaşamda neler yapmaya muktedir olduğuna da şahit olacaksınız.