Kemal Tahir’in büyük eseri Devlet Ana, gerek dili ve konusu, gerek arka kapağında yer alan “Türk romanı” vurgusuyla, yayımlanır yayımlanmaz edebiyat, düşünce ve sanat çevrelerinde büyük yankı bulur. Bu yankının görülebileceği en somut örneklerden biri de Dost dergisidir. Yayımladığı “Devlet Ana Özel Sayısı” ve yedi sayı boyunca yürüttüğü soruşturmayla Devlet Ana’nın sanat ve edebiyat çevrelerindeki etkisini göstermesinin yanında “Türk romanı” üzerine bir tartışma ortamı da yaratır.
Yazar, şair, siyasetçi, sinemacı... Birçok çevreden önemli isimlerin Devlet Ana’nın dili ve konusu; Kemal Tahir’in düşüncesi ve romancılığı gibi konularda değerlendirme ve yazılarına yer veren bu soruşturma, çok görüşlü zengin bir tartışma sunar.
Kemal Tahir ve Devlet Ana adlı bu çalışma, “büyük Türk romanı” Devlet Ana’nın uyandırdığı yankıyı gözler önüne sermesinin yanında, Türk romanına dair önemli bir tartışmayı da gün yüzüne çıkartıyor.
“Devlet Ana’yı yıllardan beri arayıp da bulamadığım, görmeden özlediğim, tanımadan tutulduğum bir sevgiliye kavuşmuşçasına; hasret giderircesine, fındıklı akide şekeri yercesine, kana kana su içercesine, ana sütü emercesine, içinde eşi dostu ararcasına ve kendimizi bulurcasına okudum.”
Emil Galip Sandalcı
Kemal Tahir’in büyük eseri Devlet Ana, gerek dili ve konusu, gerek arka kapağında yer alan “Türk romanı” vurgusuyla, yayımlanır yayımlanmaz edebiyat, düşünce ve sanat çevrelerinde büyük yankı bulur. Bu yankının görülebileceği en somut örneklerden biri de Dost dergisidir. Yayımladığı “Devlet Ana Özel Sayısı” ve yedi sayı boyunca yürüttüğü soruşturmayla Devlet Ana’nın sanat ve edebiyat çevrelerindeki etkisini göstermesinin yanında “Türk romanı” üzerine bir tartışma ortamı da yaratır.
Yazar, şair, siyasetçi, sinemacı... Birçok çevreden önemli isimlerin Devlet Ana’nın dili ve konusu; Kemal Tahir’in düşüncesi ve romancılığı gibi konularda değerlendirme ve yazılarına yer veren bu soruşturma, çok görüşlü zengin bir tartışma sunar.
Kemal Tahir ve Devlet Ana adlı bu çalışma, “büyük Türk romanı” Devlet Ana’nın uyandırdığı yankıyı gözler önüne sermesinin yanında, Türk romanına dair önemli bir tartışmayı da gün yüzüne çıkartıyor.
“Devlet Ana’yı yıllardan beri arayıp da bulamadığım, görmeden özlediğim, tanımadan tutulduğum bir sevgiliye kavuşmuşçasına; hasret giderircesine, fındıklı akide şekeri yercesine, kana kana su içercesine, ana sütü emercesine, içinde eşi dostu ararcasına ve kendimizi bulurcasına okudum.”
Emil Galip Sandalcı