Şiiri ağzına geliyor şehrin. Hiçbir şey tıkırında değil, sen manzaralı sevgilim.
İki vardiya arasında gözlerim, ustura ağzında lâl, tuza yatırıyorum öpüşlerini.
Kalbimiz ataçlanmış gibi, belenmiş gözlerimiz giyotinle, tekmil kokuyor misk-i amber tırtıllar.
Uzun mesafe öpüş düşür opaline öpüşlerimin, dededen kalma ahacık bir hançer sapla kalbime.
Kalbinin karatahtasında kıl payı öldür beni, kanatılmış dudaklarının posta kutusundan çıkan, metafizik bir adamı.
Şiiri ağzına geliyor şehrin. Hiçbir şey tıkırında değil, sen manzaralı sevgilim.
İki vardiya arasında gözlerim, ustura ağzında lâl, tuza yatırıyorum öpüşlerini.
Kalbimiz ataçlanmış gibi, belenmiş gözlerimiz giyotinle, tekmil kokuyor misk-i amber tırtıllar.
Uzun mesafe öpüş düşür opaline öpüşlerimin, dededen kalma ahacık bir hançer sapla kalbime.
Kalbinin karatahtasında kıl payı öldür beni, kanatılmış dudaklarının posta kutusundan çıkan, metafizik bir adamı.