"Ama bu yolculuğum bambaşka bir yere. Belki de cennetlerin cennetine, bilmiyorum. Aslında kafam karmakarışık. Bu yolculuğum ki, bambaşka bir gezi, bambaşka bir yurt, bambaşka bir dünya. Belki de okyanuslardan daha derin, dünyadan daha geniş, evren gibi uçsuz bucaksız, hatta sonsuz...
Aslında bu yolculuğa çıkmak sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Çünkü büyük bir içtenlik, bir bu kadar da yansızlık ister, tabi birazcık da alçakgönüllüce cesurluk. Sonra içten gelen derin bir istek, alçakgönüllüce bir insan müzesi olma isteği, insanın kendisini tanıması ve sorgulaması isteği,kendisini gezerken yeni yeni çiçekler açma dürtüsü.
Bu nedenle de bu yolculuğa çıkanların sayısı çok az olmuştur her zaman. Ve bu yolculuğun en kaçınılmaz, dolaysıyla en zor yeri de, bu yolculuğa çıkanın kendisine tutulmuş bir görüntüalıcı (kamera) olabilmesidir.İşte yalnızca o zaman, yalnızca o kamera görüntüleri olur bu gezi, dolaysıyla anlatılanlar."
"Ama bu yolculuğum bambaşka bir yere. Belki de cennetlerin cennetine, bilmiyorum. Aslında kafam karmakarışık. Bu yolculuğum ki, bambaşka bir gezi, bambaşka bir yurt, bambaşka bir dünya. Belki de okyanuslardan daha derin, dünyadan daha geniş, evren gibi uçsuz bucaksız, hatta sonsuz...
Aslında bu yolculuğa çıkmak sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Çünkü büyük bir içtenlik, bir bu kadar da yansızlık ister, tabi birazcık da alçakgönüllüce cesurluk. Sonra içten gelen derin bir istek, alçakgönüllüce bir insan müzesi olma isteği, insanın kendisini tanıması ve sorgulaması isteği,kendisini gezerken yeni yeni çiçekler açma dürtüsü.
Bu nedenle de bu yolculuğa çıkanların sayısı çok az olmuştur her zaman. Ve bu yolculuğun en kaçınılmaz, dolaysıyla en zor yeri de, bu yolculuğa çıkanın kendisine tutulmuş bir görüntüalıcı (kamera) olabilmesidir.İşte yalnızca o zaman, yalnızca o kamera görüntüleri olur bu gezi, dolaysıyla anlatılanlar."