Bu cehennem var ya bu cehennem, onların
cehennemi. Bizler dünyanın her yerinde
çocuklar için ağlarken, onlar çocuklarımızın
bedenlerini yolladılar evlerine, bir “bütün” bile
olmadan.
Bizler daha az yiyip aç kalan, varsa yersin,
derken, onlar kürklerine ve ‘köpeklerine’ bir
ömürlük birikim yaptılar.
Biz çok'lar, onlar ise az'lardı ama arsızlardı.
Bizler bu devranı değiştirecekler, onlar bu
devranda at sürenlerdi...
Ve belki de şimdi gündoğumu ve günbatımı
birbirinden hayli uzakken, iki yakası bir araya
gelmeyenler olarak “Şimdi değilse ne zaman!”
deme zamanı!
Bu cehennem var ya bu cehennem, onların
cehennemi. Bizler dünyanın her yerinde
çocuklar için ağlarken, onlar çocuklarımızın
bedenlerini yolladılar evlerine, bir “bütün” bile
olmadan.
Bizler daha az yiyip aç kalan, varsa yersin,
derken, onlar kürklerine ve ‘köpeklerine’ bir
ömürlük birikim yaptılar.
Biz çok'lar, onlar ise az'lardı ama arsızlardı.
Bizler bu devranı değiştirecekler, onlar bu
devranda at sürenlerdi...
Ve belki de şimdi gündoğumu ve günbatımı
birbirinden hayli uzakken, iki yakası bir araya
gelmeyenler olarak “Şimdi değilse ne zaman!”
deme zamanı!