Toplumların tarihleri boyunca oluşturdukları somut ve somut olmayan değerlerin tümünü içeren kültür, geleceğe ayna tutan bir bellektir. Toplumu bir- leştiren ve aynı zamanda ona yön veren kültür; korunması, yaşatılması ve geleceğe aktarılması gereken önemli bir mirastır. Her ne kadar günümüzde göç, teknolojik gelişmeler, küreselleşme gibi faktörlerden etkilense de bu önemli mirasın değerli bir hazine olduğu bilinciyle hareket edilmesi tüm bireylerden beklenen sorumluluktur.
İnsan hayatının önemli geçiş dönemlerinden olan doğum, evlenme ve ölüm üçlemesi Türk kültürü için son derece önemlidir. Bu dönemlerin kendine özgü birtakım inanış, ritüel ve gelenek oluşturması da gayet doğaldır. İnsanoğlu, doğumdan ölüme kadar hayatında çeşitli evrelerden geçerek olgunlaşır ve toplumun değer yargılarını gelecek kuşaklara aktarır. Birer kültürel unsur olarak görülen inanış ve uygulamalar, bir toplumun sosyal hayatında önemli yer tutar.
Toplumların tarihleri boyunca oluşturdukları somut ve somut olmayan değerlerin tümünü içeren kültür, geleceğe ayna tutan bir bellektir. Toplumu bir- leştiren ve aynı zamanda ona yön veren kültür; korunması, yaşatılması ve geleceğe aktarılması gereken önemli bir mirastır. Her ne kadar günümüzde göç, teknolojik gelişmeler, küreselleşme gibi faktörlerden etkilense de bu önemli mirasın değerli bir hazine olduğu bilinciyle hareket edilmesi tüm bireylerden beklenen sorumluluktur.
İnsan hayatının önemli geçiş dönemlerinden olan doğum, evlenme ve ölüm üçlemesi Türk kültürü için son derece önemlidir. Bu dönemlerin kendine özgü birtakım inanış, ritüel ve gelenek oluşturması da gayet doğaldır. İnsanoğlu, doğumdan ölüme kadar hayatında çeşitli evrelerden geçerek olgunlaşır ve toplumun değer yargılarını gelecek kuşaklara aktarır. Birer kültürel unsur olarak görülen inanış ve uygulamalar, bir toplumun sosyal hayatında önemli yer tutar.