Henry: “Çektiğim acıyı umursayabilecek kimsem olmadı şimdiye kadar. Bir şekilde sahibim olmak isteyen çok insan oldu, gerçekten sevenler, küçümseyenler ya da göklere çıkaranlar. Bir şekilde hayatlarında olmamı isteyenler, yokluğum fikrine ağlayanlar oldu. Ama çektiğim acıya ağlayabilecek kimsem olmadı şimdiye kadar.”
Yağmur: “Her zaman ne yapılması gerektiğini bildiysen, hiç kimse senin için bir şey yapmıyor. Suçlu da değiller aslında. Böyle bir ihtiyaç yaratmamışsın hiç. Söylesen varlığına şaşırırlar. Her zaman dönüş yolunu buluyorsan kimse nereye gittiğini merak etmiyor. Bu, sanırım normal. Yine de üzgün hissediyorum. Aslında düşününce, umurumda değil öyle çok çok. Ama o yumruk göğsüne bir kere çarpınca hissi hemen geçmiyor. Bir kez üzgün hissettiğinde, sebebin anlamsızlığı ağrını geçirmiyor.”
Henry: “Kimseden istemeye hakkın olmayan şeyler, en küçük en önemsiz görünenler, sürekli daha fazlasını istiyormuş gibi hissedip kendine kızdığın şeyler... En çok hırpalayan onlar. (Birkaç saniye duraklar) Yine de üzgün hissediyorum, daha zamanı var. Biraz daha dans edelim, kendimi daha değerli hissediyorum böyle. Sadece bana ayak uydur ve hisset. Çektiğim acıya dans edebilecek kimsem olmadı şimdiye kadar.”
Henry: “Çektiğim acıyı umursayabilecek kimsem olmadı şimdiye kadar. Bir şekilde sahibim olmak isteyen çok insan oldu, gerçekten sevenler, küçümseyenler ya da göklere çıkaranlar. Bir şekilde hayatlarında olmamı isteyenler, yokluğum fikrine ağlayanlar oldu. Ama çektiğim acıya ağlayabilecek kimsem olmadı şimdiye kadar.”
Yağmur: “Her zaman ne yapılması gerektiğini bildiysen, hiç kimse senin için bir şey yapmıyor. Suçlu da değiller aslında. Böyle bir ihtiyaç yaratmamışsın hiç. Söylesen varlığına şaşırırlar. Her zaman dönüş yolunu buluyorsan kimse nereye gittiğini merak etmiyor. Bu, sanırım normal. Yine de üzgün hissediyorum. Aslında düşününce, umurumda değil öyle çok çok. Ama o yumruk göğsüne bir kere çarpınca hissi hemen geçmiyor. Bir kez üzgün hissettiğinde, sebebin anlamsızlığı ağrını geçirmiyor.”
Henry: “Kimseden istemeye hakkın olmayan şeyler, en küçük en önemsiz görünenler, sürekli daha fazlasını istiyormuş gibi hissedip kendine kızdığın şeyler... En çok hırpalayan onlar. (Birkaç saniye duraklar) Yine de üzgün hissediyorum, daha zamanı var. Biraz daha dans edelim, kendimi daha değerli hissediyorum böyle. Sadece bana ayak uydur ve hisset. Çektiğim acıya dans edebilecek kimsem olmadı şimdiye kadar.”