Yerleşik hayata geçişten bir sonraki aşamada gelen kentli hayata geçiş, uygarlığımızın temel taşlarından biri olduğu gibi, başlangıcından itibaren çok değişik modellerin denenmesini gerektirmiştir. Modellerin bu şaşırtıcı çeşitliliği, tecrübelerin böylesine kaynaşması, bütün doğuş evrelerinin ortak özelliği olarak değerlendirmeli ve kentlerin doğuşu da, bir bakıma, çağdaş dünyanın doğuşu olarak algılanmalıdır.
Yerleşik hayata geçişten bir sonraki aşamada gelen kentli hayata geçiş, uygarlığımızın temel taşlarından biri olduğu gibi, başlangıcından itibaren çok değişik modellerin denenmesini gerektirmiştir. Modellerin bu şaşırtıcı çeşitliliği, tecrübelerin böylesine kaynaşması, bütün doğuş evrelerinin ortak özelliği olarak değerlendirmeli ve kentlerin doğuşu da, bir bakıma, çağdaş dünyanın doğuşu olarak algılanmalıdır.