Gianfranco Calligarich’in 1973’te yayımladığı ve kısa sürede kültleşen sürükleyici romanı, okurlarını 1960’ların sonlarına, Federico Fellini’nin Tatlı Hayat’ını anıştıran, adeta bir karakter gibi öne çıkan bir Roma’ya götürüyor. Kentte Son Yaz, antikahraman Leo Gazzarra’nın usta bir kara mizahla kurgulanmış hikâyesini anlatıyor. Leo, Milano’dan Roma’ya taşınmıştır. Otuzlarının başında, aylak, toplumun birey için öngördüğü düzenli ve kurumsal yaşam biçimlerini reddeden bir karakter, bir tür “tutunamayan”dır. Arada sırada edebiyat dergilerine yazılar yazarak ve Corriere dello Sport gazetesinde transkripsiyon yaparak üç-beş kuruş kazanır ancak tüm meteliksizliğine rağmen kentin kaymak tabakasıyla, yazar çizerlerle, sanatçılarla aynı ortamlarda bulunup tatlı hayatı da yaşar. Bir partide tanışıp âşık olduğu Arianna’yla birlikte, canlılığını günün yirmi dört saati koruyan Roma’nın sokaklarını, barlarını, gözde buluşma mekânlarını, plajlarını gezer, bolca içer, arada bir içkiyi bırakır, sonra yeniden başlar. Ne var ki Leo tüm bu canlılığın ortasında içindeki boşluğu doldurmakta zorlanır.
Gianfranco Calligarich’in 1973’te yayımladığı ve kısa sürede kültleşen sürükleyici romanı, okurlarını 1960’ların sonlarına, Federico Fellini’nin Tatlı Hayat’ını anıştıran, adeta bir karakter gibi öne çıkan bir Roma’ya götürüyor. Kentte Son Yaz, antikahraman Leo Gazzarra’nın usta bir kara mizahla kurgulanmış hikâyesini anlatıyor. Leo, Milano’dan Roma’ya taşınmıştır. Otuzlarının başında, aylak, toplumun birey için öngördüğü düzenli ve kurumsal yaşam biçimlerini reddeden bir karakter, bir tür “tutunamayan”dır. Arada sırada edebiyat dergilerine yazılar yazarak ve Corriere dello Sport gazetesinde transkripsiyon yaparak üç-beş kuruş kazanır ancak tüm meteliksizliğine rağmen kentin kaymak tabakasıyla, yazar çizerlerle, sanatçılarla aynı ortamlarda bulunup tatlı hayatı da yaşar. Bir partide tanışıp âşık olduğu Arianna’yla birlikte, canlılığını günün yirmi dört saati koruyan Roma’nın sokaklarını, barlarını, gözde buluşma mekânlarını, plajlarını gezer, bolca içer, arada bir içkiyi bırakır, sonra yeniden başlar. Ne var ki Leo tüm bu canlılığın ortasında içindeki boşluğu doldurmakta zorlanır.