“Lakin, gece-gündüz demeden bu yolda yürüyen canların Hüseyin sevgisini hala çözemedim. Bu gidişle çözeceğimi de sanmıyorum. Neden mi? Çünkü, Kerbela 680 yılında oldu. O günden bugüne kimse çözemediyse, bu canların aç, susuz, yorgun, uykusuz neden ve niçin gittiklerini çözeceğimi sanmıyorum. Bu bir sırdır. Bu sırra ereyim dersen, yürüyerek çözeceksin; oturmakla değil. Çözüm her daim sokaktadır. Hak almakta. Hak alınır, verilmez. Almak için de haksızın üstüne üstüne gideceksin. Ölsen de yitsen de... İşte buradakilerin yüzüne bakınca o ifadeyi anlıyorum. Burada bu canlar da o yüzden yürüyorlar... Sırrı ifşa etmemek uğruna. Ki öyle gün gelir ki, Hüseyin davası bu sırla ancak çözülür... Üstüne üstüne gideceksin unutma!..”
“Lakin, gece-gündüz demeden bu yolda yürüyen canların Hüseyin sevgisini hala çözemedim. Bu gidişle çözeceğimi de sanmıyorum. Neden mi? Çünkü, Kerbela 680 yılında oldu. O günden bugüne kimse çözemediyse, bu canların aç, susuz, yorgun, uykusuz neden ve niçin gittiklerini çözeceğimi sanmıyorum. Bu bir sırdır. Bu sırra ereyim dersen, yürüyerek çözeceksin; oturmakla değil. Çözüm her daim sokaktadır. Hak almakta. Hak alınır, verilmez. Almak için de haksızın üstüne üstüne gideceksin. Ölsen de yitsen de... İşte buradakilerin yüzüne bakınca o ifadeyi anlıyorum. Burada bu canlar da o yüzden yürüyorlar... Sırrı ifşa etmemek uğruna. Ki öyle gün gelir ki, Hüseyin davası bu sırla ancak çözülür... Üstüne üstüne gideceksin unutma!..”