Rönesans dönemi, Amerika ve ötesindeki dünyaya cesur yolculukların yapıldığı, İngiltere ve dünya tarihini önemli ölçüde değiştiren bir keşifler ve seferler çağıdır.
Aynı dönemde -Kraliçe I. Elizabeth döneminden Kraliçe Caroline döneminin başlangıcına kadar- Britanyalılar, Mağripliler ve Türklerle çok geniş bir sosyal, siyasî ve ticarî ilişki içinde bulunmaktaydı. Osmanlı Türkleri, Doğu Akdenizliler, Tunus, Cezayir, Libya ve Fas Müslümanları dışında, Hıristiyan olmayan başka hiçbir devlet İngiltere ile bu kadar geniş çaplı bir iletişim içinde olmamıştır. Bu Müslüman topluluklar, İngiliz sınırları içinde bilinen ve doğrudan iletişim kurulan farklı dine inanan en geniş insan topluluğunu oluşturmaktaydı, hatta Rönesans döneminin Yahudilerden ve Amerikan yerlilerinden daha fazla tanınan başlıca “öteki” toplumuydu.
Nabil Matar tarafından titiz bir araştırma sonucu ortaya çıkan bu çalışmada, Müslümanlarla İngilizlerin süre gelen ilişkilerinin sosyal ve tarihî boyutları, yeni belgeler ışığında okuyucuya sunulurken konu, tek taraflı bir bakış açısı yerine, şimdiye kadar incelenmeyen mahkeme kayıtları, tutsakların anıları, devlet arşivleri ve Arapça yazılan tarihî kayıtlar eşliğinde masaya yatırılıyor.
Matar'ın bu kitabı, İngilizlerin coğrafî ufuklarına ilişkin önemli detaylar içerirken İngiliz tarihi ile ilgili çalışan araştırmacılar için basmakalıp düşüncelerin değişkenliğini gösteren aydınlatıcı bir kaynak olacaktır.
Rönesans dönemi, Amerika ve ötesindeki dünyaya cesur yolculukların yapıldığı, İngiltere ve dünya tarihini önemli ölçüde değiştiren bir keşifler ve seferler çağıdır.
Aynı dönemde -Kraliçe I. Elizabeth döneminden Kraliçe Caroline döneminin başlangıcına kadar- Britanyalılar, Mağripliler ve Türklerle çok geniş bir sosyal, siyasî ve ticarî ilişki içinde bulunmaktaydı. Osmanlı Türkleri, Doğu Akdenizliler, Tunus, Cezayir, Libya ve Fas Müslümanları dışında, Hıristiyan olmayan başka hiçbir devlet İngiltere ile bu kadar geniş çaplı bir iletişim içinde olmamıştır. Bu Müslüman topluluklar, İngiliz sınırları içinde bilinen ve doğrudan iletişim kurulan farklı dine inanan en geniş insan topluluğunu oluşturmaktaydı, hatta Rönesans döneminin Yahudilerden ve Amerikan yerlilerinden daha fazla tanınan başlıca “öteki” toplumuydu.
Nabil Matar tarafından titiz bir araştırma sonucu ortaya çıkan bu çalışmada, Müslümanlarla İngilizlerin süre gelen ilişkilerinin sosyal ve tarihî boyutları, yeni belgeler ışığında okuyucuya sunulurken konu, tek taraflı bir bakış açısı yerine, şimdiye kadar incelenmeyen mahkeme kayıtları, tutsakların anıları, devlet arşivleri ve Arapça yazılan tarihî kayıtlar eşliğinde masaya yatırılıyor.
Matar'ın bu kitabı, İngilizlerin coğrafî ufuklarına ilişkin önemli detaylar içerirken İngiliz tarihi ile ilgili çalışan araştırmacılar için basmakalıp düşüncelerin değişkenliğini gösteren aydınlatıcı bir kaynak olacaktır.