"Uyuyunca geçer sanırsın ama öyle de geçmez. Uykuda geçen tek şey zamandır. Bir süreliğine uykuya emanet edersin acını yalnızca. Gözlerini açtığın anda fark edersin ki, o gelip yerleşmiştir bile yerine. Dün gibi hatırlıyor, beş duyunla algılıyorsundur hâlâ. Sol yanında bir boğum,boğazında bir düğüm öylece duruyordur.
Geçmeyince geçmez yani mavi eşarplı teyzecim, geçmeyince geçmez!"
“İkbal Bayrak bu yapıtında, beklenmedik büyük bir acının izini sürüyor. Soluk soluğa geçen dört beş günün çerçevesinde, geriye dönüşlerle yeniden yaşanan eşsiz bir içtenlikle, derin hesaplaşmalarla dile getirilen bir yaşamöyküsü!
Yazar, bu beklenmedik büyük acıdan yola çıkarak, her okuru kendisiyle yüzleşmeye, ‘insan'a yaraşır ödeşmelere alıp götürüyor...”
- Selim İleri
“Yumruk gibi bir roman! Yaşadığınız sarsıntı geçtiğinde, yeniden başlıyorsunuz hayatı düşünmeye...”
- Ahmet Ümit
"Uyuyunca geçer sanırsın ama öyle de geçmez. Uykuda geçen tek şey zamandır. Bir süreliğine uykuya emanet edersin acını yalnızca. Gözlerini açtığın anda fark edersin ki, o gelip yerleşmiştir bile yerine. Dün gibi hatırlıyor, beş duyunla algılıyorsundur hâlâ. Sol yanında bir boğum,boğazında bir düğüm öylece duruyordur.
Geçmeyince geçmez yani mavi eşarplı teyzecim, geçmeyince geçmez!"
“İkbal Bayrak bu yapıtında, beklenmedik büyük bir acının izini sürüyor. Soluk soluğa geçen dört beş günün çerçevesinde, geriye dönüşlerle yeniden yaşanan eşsiz bir içtenlikle, derin hesaplaşmalarla dile getirilen bir yaşamöyküsü!
Yazar, bu beklenmedik büyük acıdan yola çıkarak, her okuru kendisiyle yüzleşmeye, ‘insan'a yaraşır ödeşmelere alıp götürüyor...”
- Selim İleri
“Yumruk gibi bir roman! Yaşadığınız sarsıntı geçtiğinde, yeniden başlıyorsunuz hayatı düşünmeye...”
- Ahmet Ümit