20. yüzyıl iktisadi düşüncesinin iki büyük kutbu olan Keynes ile Hayek arasındaki tartışma, devletin ekonomiye müdahalesi ile serbest piyasanın erdemleri arasındaki, günümüze kadar gelen ayrıma ışık tutuyor.
1929’daki borsa krizinin tetiklediği Büyük Buhran yıllarında bu iki düşünürden dünya ekonomisinin nasıl toparlanacağına dair iki farklı iddia geldi. Mevcut sistemin devamı ve aşırılıkçılığın önlenmesi gibi konularda hemfikir olan Hayek ve Keynes bunun nasıl yerine getirileceği konusunda birbirine zıt yöntem ve politikaları benimsediler. Cambridge iktisatçısı John Maynard Keynes kamu harcamalarının artırılması gerektiğini savunurken, Avusturya Okulu iktisatçısı Friedrich Hayek devletin ekonomiye müdahalesinin hem işe yaramayacağını hem de potansiyel tehlikeler barındırdığını ileri sürdü. Böylece, devletin ekonomideki rolü ile piyasaya müdahale etmenin bireysel özgürlüklere getirdiği tehditleri kapsayan hararetli bir tartışma başladı.
Büyük Buhrandan Keynes’in reçeteleriyle çıkılması sonucunda Keynesçi iktisat 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki on yıllara damgasını vurdu. 1970’lerdeki krizden sonra ise bu sefer sahne Hayek’indi. 2008 krizinden sonra yeniden alevlenen tartışma 1930’lardaki şiddetiyle devam etti ve ateşli müritleri, iki düşünür öldükten sonra da bu amansız savaşı sürdürdü.
20. yüzyılın bu iki büyük iktisatçısı arasındaki tartışmayı akıcı bir hikayenin içine yerleştiren Nicholas Wapshott, hem kişisel tanışıklıklarını, hem içinde bulundukları toplumsal koşulları hem de iktisat tartışmalarını mercek altına alıyor. İster Keynes’in ister Hayek’in isterse başka bir iktisatçının görüşlerine yakın olun, bu kitapta mutlaka yeni bir şey bulacaksınız.
Nicholas Wapshott, biyografi yazarı ve Newsweek editörü.
20. yüzyıl iktisadi düşüncesinin iki büyük kutbu olan Keynes ile Hayek arasındaki tartışma, devletin ekonomiye müdahalesi ile serbest piyasanın erdemleri arasındaki, günümüze kadar gelen ayrıma ışık tutuyor.
1929’daki borsa krizinin tetiklediği Büyük Buhran yıllarında bu iki düşünürden dünya ekonomisinin nasıl toparlanacağına dair iki farklı iddia geldi. Mevcut sistemin devamı ve aşırılıkçılığın önlenmesi gibi konularda hemfikir olan Hayek ve Keynes bunun nasıl yerine getirileceği konusunda birbirine zıt yöntem ve politikaları benimsediler. Cambridge iktisatçısı John Maynard Keynes kamu harcamalarının artırılması gerektiğini savunurken, Avusturya Okulu iktisatçısı Friedrich Hayek devletin ekonomiye müdahalesinin hem işe yaramayacağını hem de potansiyel tehlikeler barındırdığını ileri sürdü. Böylece, devletin ekonomideki rolü ile piyasaya müdahale etmenin bireysel özgürlüklere getirdiği tehditleri kapsayan hararetli bir tartışma başladı.
Büyük Buhrandan Keynes’in reçeteleriyle çıkılması sonucunda Keynesçi iktisat 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki on yıllara damgasını vurdu. 1970’lerdeki krizden sonra ise bu sefer sahne Hayek’indi. 2008 krizinden sonra yeniden alevlenen tartışma 1930’lardaki şiddetiyle devam etti ve ateşli müritleri, iki düşünür öldükten sonra da bu amansız savaşı sürdürdü.
20. yüzyılın bu iki büyük iktisatçısı arasındaki tartışmayı akıcı bir hikayenin içine yerleştiren Nicholas Wapshott, hem kişisel tanışıklıklarını, hem içinde bulundukları toplumsal koşulları hem de iktisat tartışmalarını mercek altına alıyor. İster Keynes’in ister Hayek’in isterse başka bir iktisatçının görüşlerine yakın olun, bu kitapta mutlaka yeni bir şey bulacaksınız.
Nicholas Wapshott, biyografi yazarı ve Newsweek editörü.