Ahlâk, sahip olunan iyi ya da kötü huylar olduğuna göre "ahlâksız insan" yoktur. Yalnızca iyi huylu veya kötü huylu insan vardır.
İyi huylar, insanı manevi olarak yüceltip erdemli kılan ahlâkın faziletli davranışlardır. İyi huylu güzel ahlâk sahibi olmak, üstünlük vasfını haiz bir meziyettir.
Yaratılış gayesi ancak Allah'a kulluk etmek olan insan, hayat yolculuğu boyunca her daim hayır ve şerle imtihan edilir. Kendisine hem kötülük duygusu hem de kötülükten sakınma yeteneği ilham eden Allah, onu tercihlerinde serbest bırakmıştır.
Ana kaynağı Kur'an ve onun pratikteki hali Hz. Peygamber'in (s.a.v.) söz, fiil ve onaylamaları olan İslâm'ın gayesi, erdemli davranışlara sevk ettiği insanın takvalı bir mümin olmasını sağlamaktır.
Doğru yol üzere olanlar ancak, İslâm'ın ana kaynaklarını kendilerine kılavuz edinen takva sahibi müminlerdir.
Aklını kullananlar doğru düşünür, doğru düşünenler hakikate ulaşır ve hakikate ulaşanlar da kurtuluşa ererler...
Ahlâk, sahip olunan iyi ya da kötü huylar olduğuna göre "ahlâksız insan" yoktur. Yalnızca iyi huylu veya kötü huylu insan vardır.
İyi huylar, insanı manevi olarak yüceltip erdemli kılan ahlâkın faziletli davranışlardır. İyi huylu güzel ahlâk sahibi olmak, üstünlük vasfını haiz bir meziyettir.
Yaratılış gayesi ancak Allah'a kulluk etmek olan insan, hayat yolculuğu boyunca her daim hayır ve şerle imtihan edilir. Kendisine hem kötülük duygusu hem de kötülükten sakınma yeteneği ilham eden Allah, onu tercihlerinde serbest bırakmıştır.
Ana kaynağı Kur'an ve onun pratikteki hali Hz. Peygamber'in (s.a.v.) söz, fiil ve onaylamaları olan İslâm'ın gayesi, erdemli davranışlara sevk ettiği insanın takvalı bir mümin olmasını sağlamaktır.
Doğru yol üzere olanlar ancak, İslâm'ın ana kaynaklarını kendilerine kılavuz edinen takva sahibi müminlerdir.
Aklını kullananlar doğru düşünür, doğru düşünenler hakikate ulaşır ve hakikate ulaşanlar da kurtuluşa ererler...
