Esas adı Abdülhamit Sağıroğlu olan Hâmî, Lutfullah Hâzım’ın kardeşi, Sağıroğullarından Abdunnafi Efendi’nin oğludur. 1879 tarihinde Kilis’te doğan Hâmî ilköğrenimini Kilis’te tamamlamış, Kilis’te medreseye başlamış ancak medrese tahsilini Halep’te bitirmiştir. İyi derecede Arapça ve Farsça bilen şair geçimini çiftçilikle sağlamıştır. Şairin vefat tarihi 1957’dir.
Hâmî, Divân şiirinin kültürel birikimine hâkim bir şairdir. Divançede bulunan şiirlerinin önemli bir kısmını oluşturan gazellerinde aşk, sevgili ve rakip sıklıkla işlenen konulardır. Diyalog tarzında şiirlerinin bulunması, nesir ile şiiri iç içe yazması, müfredlerinden birine bir resmin altına yazdığım başlığını koyması, vatan, savaş kahramanlıkları, rüşvet, adaletsizlik gibi temaları kullanmasından dolayı şairin edebiyatımızda ara nesil olarak adlandırılan şairlerden etkilendiğini söylemek mümkündür. Oğluna hitaben yazdığı Oğluma Nasihatname başlığını taşıyan şiir, Nümûne-i Ahlâk başlığı ile yazdığı iki şiir, Türk Gencine ve Gençliğe başlığını taşıyan şiirlerinin mevcut olması onun didaktik yönünü ortaya koymaktadır. Hâmi’nin divânçesinde en çok tarih manzumeleri göze çarpmaktadır. Zira şair, tanıdık ve akrabalarının çocuklarının olmasına; tanıdık, akraba ya da meşhur kimselerin ölümlerine tarih düşürmüş, hatta mezar taşlarına yazılmak üzere kitabeler hazırlamıştır. Bazı şiirlerinde devrin yöneticilerinden isteklerde bulunan şair, ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal atmosferi hicveden şiirler de kaleme almıştır. Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk zamanlarında yaşamış bir kişi olarak şair, gerek verdiği nasihatlerde gerekse müstakil olarak Atatürk ve Cumhuriyet hakkında yazdığı şiirler ile vatan sevgisini şiirlerine konu edinmiştir.
Esas adı Abdülhamit Sağıroğlu olan Hâmî, Lutfullah Hâzım’ın kardeşi, Sağıroğullarından Abdunnafi Efendi’nin oğludur. 1879 tarihinde Kilis’te doğan Hâmî ilköğrenimini Kilis’te tamamlamış, Kilis’te medreseye başlamış ancak medrese tahsilini Halep’te bitirmiştir. İyi derecede Arapça ve Farsça bilen şair geçimini çiftçilikle sağlamıştır. Şairin vefat tarihi 1957’dir.
Hâmî, Divân şiirinin kültürel birikimine hâkim bir şairdir. Divançede bulunan şiirlerinin önemli bir kısmını oluşturan gazellerinde aşk, sevgili ve rakip sıklıkla işlenen konulardır. Diyalog tarzında şiirlerinin bulunması, nesir ile şiiri iç içe yazması, müfredlerinden birine bir resmin altına yazdığım başlığını koyması, vatan, savaş kahramanlıkları, rüşvet, adaletsizlik gibi temaları kullanmasından dolayı şairin edebiyatımızda ara nesil olarak adlandırılan şairlerden etkilendiğini söylemek mümkündür. Oğluna hitaben yazdığı Oğluma Nasihatname başlığını taşıyan şiir, Nümûne-i Ahlâk başlığı ile yazdığı iki şiir, Türk Gencine ve Gençliğe başlığını taşıyan şiirlerinin mevcut olması onun didaktik yönünü ortaya koymaktadır. Hâmi’nin divânçesinde en çok tarih manzumeleri göze çarpmaktadır. Zira şair, tanıdık ve akrabalarının çocuklarının olmasına; tanıdık, akraba ya da meşhur kimselerin ölümlerine tarih düşürmüş, hatta mezar taşlarına yazılmak üzere kitabeler hazırlamıştır. Bazı şiirlerinde devrin yöneticilerinden isteklerde bulunan şair, ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal atmosferi hicveden şiirler de kaleme almıştır. Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk zamanlarında yaşamış bir kişi olarak şair, gerek verdiği nasihatlerde gerekse müstakil olarak Atatürk ve Cumhuriyet hakkında yazdığı şiirler ile vatan sevgisini şiirlerine konu edinmiştir.