Kimbilir?

Stok Kodu:
9789753421737
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
7
Basım Tarihi:
2020-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
140,00TL
98,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,98TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9789753421737
1148201
Kimbilir?
Kimbilir?
98.00

"Kimbilir?", Engin Geçtan’ın psikiyatri alanında kırk yıldır sürdürmekte olduğu çalışmaların bu aşamasında, psikiyatriye, ülkemiz insanına ve bugün kaosun kenarında yaşanan süreçlere bakışını dile getiriyor. Bir bakıma, yazarın geçmişte yazdığı "İnsan Olmak" ve "Varoluş ve Psikiyatri" adlı kitapların çağımızı yansıtan bir devamı olarak da nitelendirilebilir. "Klasik psikanalizin temel amacı, Kişinin içgüdüsel istekleri toplumsal bir varlık olarak kendisinden beklenilenler arasında bir uzlaşma yaratmaya çalışmaktı. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında toplumların da ‘hastalanabileceği’ fark edildiğinde, ‘normalliğin bir süreç olarak tanımlandığı, daha esnek bir orta yol bulundu. Ve zaten ardından, olmakta olanlara olmaması gerekir demenin pek anlam taşımadığı bir çağa girildi. Biçimsel olarak şöyle ya da böyle yaşanması gerektiği tarzında modellerin geçerliliğini yitirmekte olduğu bir düyada, ortak bir niteliğimiz bizi herşeye rağmen kaosun kenarında tutabiliyor: Binlerce yıldır süren toplumsallaşma süreçlerinin sonucu edindiğimiz ve sağduyu adını verdiğimiz sezgisel gücün genetik kodlarımıza işlenmiş olması."

"Kimbilir?", Engin Geçtan’ın psikiyatri alanında kırk yıldır sürdürmekte olduğu çalışmaların bu aşamasında, psikiyatriye, ülkemiz insanına ve bugün kaosun kenarında yaşanan süreçlere bakışını dile getiriyor. Bir bakıma, yazarın geçmişte yazdığı "İnsan Olmak" ve "Varoluş ve Psikiyatri" adlı kitapların çağımızı yansıtan bir devamı olarak da nitelendirilebilir. "Klasik psikanalizin temel amacı, Kişinin içgüdüsel istekleri toplumsal bir varlık olarak kendisinden beklenilenler arasında bir uzlaşma yaratmaya çalışmaktı. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında toplumların da ‘hastalanabileceği’ fark edildiğinde, ‘normalliğin bir süreç olarak tanımlandığı, daha esnek bir orta yol bulundu. Ve zaten ardından, olmakta olanlara olmaması gerekir demenin pek anlam taşımadığı bir çağa girildi. Biçimsel olarak şöyle ya da böyle yaşanması gerektiği tarzında modellerin geçerliliğini yitirmekte olduğu bir düyada, ortak bir niteliğimiz bizi herşeye rağmen kaosun kenarında tutabiliyor: Binlerce yıldır süren toplumsallaşma süreçlerinin sonucu edindiğimiz ve sağduyu adını verdiğimiz sezgisel gücün genetik kodlarımıza işlenmiş olması."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat