“1959 Ağustos’unda Diyarbekir’de bulunuyordum. Doğu halkının perişanlığı ve buna ilgisizliği beni de perişan ediyordu.
İşte bu perişanlığı, Diyarbekir’de çıkan “İleri Yurd” gazetesinde “Kımıl” adlı bir yazıyla ifadeye çalıştım. Aman efendim sen misin “Kımıl”ı yazan...
Adeta Ankara Emniyet Teşkilatı Diyarbekir’e göç etti. Adliye vekili bir yana, zamanın devlet reisi bizzat savcıya susturulmamız için direktifler verdi. Basın da müspet, menfi bize ilgi gösterdi. Leh ve aleyhimizde birçok şeyler söylendi. Mahkemelerde süründürüldük ve nihayet beraat ettik. İşte, aziz okuyucularımın bu derleme esercikte görecekleri yazılar bu safhalara ait olan vesikalardır.”
“1959 Ağustos’unda Diyarbekir’de bulunuyordum. Doğu halkının perişanlığı ve buna ilgisizliği beni de perişan ediyordu.
İşte bu perişanlığı, Diyarbekir’de çıkan “İleri Yurd” gazetesinde “Kımıl” adlı bir yazıyla ifadeye çalıştım. Aman efendim sen misin “Kımıl”ı yazan...
Adeta Ankara Emniyet Teşkilatı Diyarbekir’e göç etti. Adliye vekili bir yana, zamanın devlet reisi bizzat savcıya susturulmamız için direktifler verdi. Basın da müspet, menfi bize ilgi gösterdi. Leh ve aleyhimizde birçok şeyler söylendi. Mahkemelerde süründürüldük ve nihayet beraat ettik. İşte, aziz okuyucularımın bu derleme esercikte görecekleri yazılar bu safhalara ait olan vesikalardır.”