Tarih boyunca akıl hastalığına karşı gelişen tutumların ve damgalanmayı sona erdirme mücadelesinin şefkatli ve büyüleyici bir incelemesi…
Yüzyıllar boyunca, bilim insanları ve toplum, akıl hastası sayılan herkes hakkında ahlaki yargılarda bulundular ve birçoğunu akıl hastanelerine kapattılar. Kimse Normal Değil’de, Antropolog Roy Richard Grinker, on sekizinci yüzyıldan Amerika’nın büyük savaşlarına ve günümüzün yüksek teknoloji ekonomisine kadar akıl hastalığı damgasına karşı mücadeledeki ilerlemeyi ve gerilemeleri anlatıyor. Damgalanmanın kültürel tarihle açıklanabilecek, akıl hastalığını tanımladığımız anda başlayan, toplumdan öğrendiğimiz ve nihayetinde değişme gücüne sahip olduğumuz, sosyal bir süreç olduğunu savunuyor. Utanç ve gizliliğin mirası bugün hâlâ bizimle olsa da Grinker akıl hastalarının marjinalleştirilmesine son vermenin eşiğinde olduğumuzu yazıyor. Yirmi birinci yüzyılda, akıl hastalıkları hızla insan çeşitliliğinin daha kabul gören ve görünür bir parçası haline geliyor.
Grinker, kitabı büyükbabasının Sigmund Freud ile yaptığı analiz, kendi kızının otizm deneyimi ve nöroçeşitlilik üzerine yaptığı araştırmayla sonuçlanan da dahil olmak üzere, ailesinin psikiyatriye dahil olduğu dört neslin kişisel tarihiyle besliyor. Afrika ve Asya’daki en son bilim, tarihi arşivler ve kültürlerarası araştırmalardan yararlanan Grinker, nöroçeşitliliğe kültürel tepkimizin kökenlerini ve farklılıklarını keşfetmek için hepimizi uluslararası bir yolculuğa çıkarıyor.
Kaçınılmaz, ufuk açıcı ve nihayetinde umutlu olan Kimse Normal Değil, akıl hastalığını nasıl dönüştürdüğümüzü açıklıyor ve damgalanmanın gölgesini sona erdirmek için bir yol sunuyor.
“Kimse Normal Değil’de, Roy Richard Grinker, akıl hastalığı etrafında damgalanmanın nasıl birleştiğini araştırıyor ve depresif veya psikotik hastaların aşağılanma duygusunun verdiği kümülatif zararı değerlendiriyor. Merak uyandıran bu kitap, zihinsel hastalığı olan bireyler sadece hastalıklarının yükünü taşısınlar diye sorunun çözümüne dair güçlü bir rehberlik sunuyor.”
- Andrew Solomon, Depresyon Atlası’nın yazarı
Tarih boyunca akıl hastalığına karşı gelişen tutumların ve damgalanmayı sona erdirme mücadelesinin şefkatli ve büyüleyici bir incelemesi…
Yüzyıllar boyunca, bilim insanları ve toplum, akıl hastası sayılan herkes hakkında ahlaki yargılarda bulundular ve birçoğunu akıl hastanelerine kapattılar. Kimse Normal Değil’de, Antropolog Roy Richard Grinker, on sekizinci yüzyıldan Amerika’nın büyük savaşlarına ve günümüzün yüksek teknoloji ekonomisine kadar akıl hastalığı damgasına karşı mücadeledeki ilerlemeyi ve gerilemeleri anlatıyor. Damgalanmanın kültürel tarihle açıklanabilecek, akıl hastalığını tanımladığımız anda başlayan, toplumdan öğrendiğimiz ve nihayetinde değişme gücüne sahip olduğumuz, sosyal bir süreç olduğunu savunuyor. Utanç ve gizliliğin mirası bugün hâlâ bizimle olsa da Grinker akıl hastalarının marjinalleştirilmesine son vermenin eşiğinde olduğumuzu yazıyor. Yirmi birinci yüzyılda, akıl hastalıkları hızla insan çeşitliliğinin daha kabul gören ve görünür bir parçası haline geliyor.
Grinker, kitabı büyükbabasının Sigmund Freud ile yaptığı analiz, kendi kızının otizm deneyimi ve nöroçeşitlilik üzerine yaptığı araştırmayla sonuçlanan da dahil olmak üzere, ailesinin psikiyatriye dahil olduğu dört neslin kişisel tarihiyle besliyor. Afrika ve Asya’daki en son bilim, tarihi arşivler ve kültürlerarası araştırmalardan yararlanan Grinker, nöroçeşitliliğe kültürel tepkimizin kökenlerini ve farklılıklarını keşfetmek için hepimizi uluslararası bir yolculuğa çıkarıyor.
Kaçınılmaz, ufuk açıcı ve nihayetinde umutlu olan Kimse Normal Değil, akıl hastalığını nasıl dönüştürdüğümüzü açıklıyor ve damgalanmanın gölgesini sona erdirmek için bir yol sunuyor.
“Kimse Normal Değil’de, Roy Richard Grinker, akıl hastalığı etrafında damgalanmanın nasıl birleştiğini araştırıyor ve depresif veya psikotik hastaların aşağılanma duygusunun verdiği kümülatif zararı değerlendiriyor. Merak uyandıran bu kitap, zihinsel hastalığı olan bireyler sadece hastalıklarının yükünü taşısınlar diye sorunun çözümüne dair güçlü bir rehberlik sunuyor.”
- Andrew Solomon, Depresyon Atlası’nın yazarı