Şunu belirtelim ki, gerek Hz. Peygamber (sav) ve gerekse sahabiler zamanında tilavetle ilgili kaideler daha sonrakilere şifahi olarak rivayet edilen tilavet kaidelerinin yazıyla tesbit edilmesine ancak hicri II. asrın başlarından itibaren teşebbüs edildiğini görüyoruz.
Kur’an-ı Kerim’in kıraat ve tecvid ıstılahlarına dair konuları muhteva bakımından çok geniştir. Hicri III. asırdan itibaren bu kadar geniş kıraat te’lifatının bulunmasına rağmen, alışılmışın dışında, ıstılahların alfabetik sırayla verildiği, böylece her ıstılahıların alfabetik sırayla verildiği, böylece her ıstılahın daha kolay öğrenilmesini amaçlayan bir çalışmanın yapılmadığı bilinmektedir.
İşte bu sebepledir kıraat ve tecvid ile ilgili ıstılahları alfabetik sırayla veren, bu elinizdeki çalışmayı hazırlamayı uygun bulduk.
Şunu belirtelim ki, gerek Hz. Peygamber (sav) ve gerekse sahabiler zamanında tilavetle ilgili kaideler daha sonrakilere şifahi olarak rivayet edilen tilavet kaidelerinin yazıyla tesbit edilmesine ancak hicri II. asrın başlarından itibaren teşebbüs edildiğini görüyoruz.
Kur’an-ı Kerim’in kıraat ve tecvid ıstılahlarına dair konuları muhteva bakımından çok geniştir. Hicri III. asırdan itibaren bu kadar geniş kıraat te’lifatının bulunmasına rağmen, alışılmışın dışında, ıstılahların alfabetik sırayla verildiği, böylece her ıstılahıların alfabetik sırayla verildiği, böylece her ıstılahın daha kolay öğrenilmesini amaçlayan bir çalışmanın yapılmadığı bilinmektedir.
İşte bu sebepledir kıraat ve tecvid ile ilgili ıstılahları alfabetik sırayla veren, bu elinizdeki çalışmayı hazırlamayı uygun bulduk.