Urfa’nın mistik atmosferinde filizlenen bir hikâye… Tevfik Kalkan, “Kirazlar Çiçek Açtığında” adlı bu ilk eserinde, tarih, devrim, aşk ve kayıpların iç içe geçtiği bir coğrafyada süregelen derin bir arayışı anlatıyor. Roman, okuru geçmişin gölgelerinde yaşamın ve mücadelenin izinin sürüldüğü bir yolculuğa çıkarıyor. Zerife’nin kayıp ağabeyini bulma arzusu, kuşaklar boyu süregelen acılar ve direnişle harmanlanırken, hikâyenin her satırında güçlü bir tarihsel mirasın yankıları hissediliyor.
Yazar, insanın içsel savaşlarını toplumsal mücadeleyle harmanlayan bu eserinde, okuru hem bireysel hem de kolektif bir serüvene sürüklüyor. Fırat’ın kıyılarında, Urfa’nın kadim sokaklarında ve Dersim’in dağlarında geçen bu hikâye, kayıplar, umutlar ve direnişlerin kesişim noktasında şekilleniyor. Kalkan’ın büyüleyici ve şiirsel dili, her kelimede acıyı, özlemi ve umudu derinlemesine hissettiriyor.
Kişisel dramayı toplumsal gerçeklikle ustaca harmanlayarak okura derin ve düşündürücü bir anlatım sunan roman, sadece bir bireyin değil, aynı zamanda bir halkın mücadelesini ve var olma savaşını resmederken, okuru duygusal bir yolculuğa ve sonu gelmez bir içsel hesaplaşmaya da davet ediyor. İnsan, tarih ve doğa arasında sıkışmış hayatlar, devrimle sınanmış inançlar ve özgürlük için verilen mücadeleler “Kirazlar Çiçek Açtığında” derinlikli bir anlatımla yeniden hayat buluyor.
Urfa’nın mistik atmosferinde filizlenen bir hikâye… Tevfik Kalkan, “Kirazlar Çiçek Açtığında” adlı bu ilk eserinde, tarih, devrim, aşk ve kayıpların iç içe geçtiği bir coğrafyada süregelen derin bir arayışı anlatıyor. Roman, okuru geçmişin gölgelerinde yaşamın ve mücadelenin izinin sürüldüğü bir yolculuğa çıkarıyor. Zerife’nin kayıp ağabeyini bulma arzusu, kuşaklar boyu süregelen acılar ve direnişle harmanlanırken, hikâyenin her satırında güçlü bir tarihsel mirasın yankıları hissediliyor.
Yazar, insanın içsel savaşlarını toplumsal mücadeleyle harmanlayan bu eserinde, okuru hem bireysel hem de kolektif bir serüvene sürüklüyor. Fırat’ın kıyılarında, Urfa’nın kadim sokaklarında ve Dersim’in dağlarında geçen bu hikâye, kayıplar, umutlar ve direnişlerin kesişim noktasında şekilleniyor. Kalkan’ın büyüleyici ve şiirsel dili, her kelimede acıyı, özlemi ve umudu derinlemesine hissettiriyor.
Kişisel dramayı toplumsal gerçeklikle ustaca harmanlayarak okura derin ve düşündürücü bir anlatım sunan roman, sadece bir bireyin değil, aynı zamanda bir halkın mücadelesini ve var olma savaşını resmederken, okuru duygusal bir yolculuğa ve sonu gelmez bir içsel hesaplaşmaya da davet ediyor. İnsan, tarih ve doğa arasında sıkışmış hayatlar, devrimle sınanmış inançlar ve özgürlük için verilen mücadeleler “Kirazlar Çiçek Açtığında” derinlikli bir anlatımla yeniden hayat buluyor.
