Kırgızlarda edebi bir akım olarak ortaya çıkan “Akan su” akımı XIX. yüzyıl sonu XX. yüzyıl başında Kırgız edebiyatında bir tabiat güzellemesi olarak şairlerin şiirlerinde çok sık bir şekilde yer alır. ‘Akan su’ şiir akımın yaygınlık kazandığı dönemde Rus işgali sebebiyle Kırgız Türkleri oldukça zor durumdadır. Bu şiir akımı içerisinde yer alan birçok şair, dönemlerinde yaşanan zulümlere karşı da kayıtsız kalmazlar. Buna karşılık ‘akan su’ şiirlerinin görünen yönüyle Kırgızların o dönemde başına gelenlere hiç değinmeden sadece tabiat güzellemesi yaptığını düşünmek de mümkün değildir. Dönemlerinin aynı zamanda okumuş aydın kesimini temsil eden bu şairlere yönelik baskı ve zulümlere karşı, zorlukları aşma hesabıyla bu tür şiir söylemiş olmaları kuvvetle muhtemeldir. Şiirlerde ‘akan su’ ideal bir varlığı, mekânı ve durumu ifade edecek şekilde kullanılır.
Dünyanın özellikle gelişmiş ülkeler olarak anılan emperyal devletlerince sömürünün ve imtiyazın kendileri için bir hak olarak kabul edildiği; her türlü davranışın, düşüncenin hızla kirlendiği bir dönem olan XIX. yüzyılda Türkistan coğrafyasını bu anlayışla elinde tutan Çarlık rejimine karşı sembolik bir direnişin adı olur Kırgız şiirinde ‘akan su’ akımı. Kırgızların yetenekli şairleri arasında tabiatın bu masum ve mukaddes parçası, şiirlerde ısrarla kullanılan bir metafor hâline gelir. Şairlerin şiirlerinde hayat, insan, geçmiş ve gelecek gibi genel konularda düşüncelerini ifade etmek için birikimleri ve yetenekleri ölçüsünde faydalandıkları ‘akan su’ sembolünün açık anlamının ötesinde derin göndermeler taşıdığı söylenebilir. Çoğunlukla kişileştirilerek verilen su unsuru; zamanın tüm kirlenmişliğine, zalimliğine karşılık ümidin, gücün ve temizliğin sembolüdür.
Kırgızlarda edebi bir akım olarak ortaya çıkan “Akan su” akımı XIX. yüzyıl sonu XX. yüzyıl başında Kırgız edebiyatında bir tabiat güzellemesi olarak şairlerin şiirlerinde çok sık bir şekilde yer alır. ‘Akan su’ şiir akımın yaygınlık kazandığı dönemde Rus işgali sebebiyle Kırgız Türkleri oldukça zor durumdadır. Bu şiir akımı içerisinde yer alan birçok şair, dönemlerinde yaşanan zulümlere karşı da kayıtsız kalmazlar. Buna karşılık ‘akan su’ şiirlerinin görünen yönüyle Kırgızların o dönemde başına gelenlere hiç değinmeden sadece tabiat güzellemesi yaptığını düşünmek de mümkün değildir. Dönemlerinin aynı zamanda okumuş aydın kesimini temsil eden bu şairlere yönelik baskı ve zulümlere karşı, zorlukları aşma hesabıyla bu tür şiir söylemiş olmaları kuvvetle muhtemeldir. Şiirlerde ‘akan su’ ideal bir varlığı, mekânı ve durumu ifade edecek şekilde kullanılır.
Dünyanın özellikle gelişmiş ülkeler olarak anılan emperyal devletlerince sömürünün ve imtiyazın kendileri için bir hak olarak kabul edildiği; her türlü davranışın, düşüncenin hızla kirlendiği bir dönem olan XIX. yüzyılda Türkistan coğrafyasını bu anlayışla elinde tutan Çarlık rejimine karşı sembolik bir direnişin adı olur Kırgız şiirinde ‘akan su’ akımı. Kırgızların yetenekli şairleri arasında tabiatın bu masum ve mukaddes parçası, şiirlerde ısrarla kullanılan bir metafor hâline gelir. Şairlerin şiirlerinde hayat, insan, geçmiş ve gelecek gibi genel konularda düşüncelerini ifade etmek için birikimleri ve yetenekleri ölçüsünde faydalandıkları ‘akan su’ sembolünün açık anlamının ötesinde derin göndermeler taşıdığı söylenebilir. Çoğunlukla kişileştirilerek verilen su unsuru; zamanın tüm kirlenmişliğine, zalimliğine karşılık ümidin, gücün ve temizliğin sembolüdür.