Bu eser Osmanlının medeniyet ufkunun güneşlerinden biri olan Şeyhülislam Kemalpaşazâde’nin cem ve şerh ettiği kırk hadisidir. Eser umumiyetle fıkıh ve edebiyat kitaplarından toplanan hadislerle oluşturulmuştur. Bu nedenle fıkhî ve edebî hadislerle fıkıh ve ahlâk olarak da nitelendirilebilir. Yine bu eseri iki “kırk hadis”ten ihtisar edip tercüme eden Şuarâ Tezkiresi’yle meşhur olan Osmanlı’nın büyük ediplerinden Âşık Çelebi’dir. Âşık Çelebi bu eseri tercüme etmesinin yanında her hadisin sonunda da hadisin metnini manzum olarak yazmıştır. Bizler de eserin metnini tahkik, hadislerini tahrîc ve bazı yerlere eklediğimiz ta’lîklerle esere hizmet etmeye gayret ettik. İslam medeniyetinin en güzide asırlarından biri olan, hem ilmî hem de edebî yönden kendine has bir medeniyet ufku oluşturmuş Osmanlı’nın, bu eser ile daha da iyi anlaşılmasını ümit ederiz.
Bu eser Osmanlının medeniyet ufkunun güneşlerinden biri olan Şeyhülislam Kemalpaşazâde’nin cem ve şerh ettiği kırk hadisidir. Eser umumiyetle fıkıh ve edebiyat kitaplarından toplanan hadislerle oluşturulmuştur. Bu nedenle fıkhî ve edebî hadislerle fıkıh ve ahlâk olarak da nitelendirilebilir. Yine bu eseri iki “kırk hadis”ten ihtisar edip tercüme eden Şuarâ Tezkiresi’yle meşhur olan Osmanlı’nın büyük ediplerinden Âşık Çelebi’dir. Âşık Çelebi bu eseri tercüme etmesinin yanında her hadisin sonunda da hadisin metnini manzum olarak yazmıştır. Bizler de eserin metnini tahkik, hadislerini tahrîc ve bazı yerlere eklediğimiz ta’lîklerle esere hizmet etmeye gayret ettik. İslam medeniyetinin en güzide asırlarından biri olan, hem ilmî hem de edebî yönden kendine has bir medeniyet ufku oluşturmuş Osmanlı’nın, bu eser ile daha da iyi anlaşılmasını ümit ederiz.