Rasulullah (s.a.), sahabilerini; Allah’a itaat etmelerini sağlamak ve O’na isyan etmekten de kaçınmaları konusunda kendilerine gerekli olan ilim/bilgi üzere olmaları için sünnetini muhafaza etmeye ve sünnetinin gerektirdiklerini kendisinden sonra gelenlere ulaştırmayı teşvik etmiştir...
Nitekim Peygamber (s.a.), Veda Hutbesi’nin sonunda konuyla ilgili olarak şöyle buyurdu:
“Peygamber (s.a.); “Allah’ım! Tebliğ ettim mi?” buyurdu. Sahabiler; “Evet (tebliğ ettin, şahidiniz)!” demişlerdi. Peygamber (s.a.); “Haberiniz ola ki burada olanlar, burada olmayanlara (söylediklerimi) tebliğ etsinler. Çünkü kendisine tebliğ edilen kişinin bazısı, bizzat duyan kişinin bazısından daha fazla anlayışlı olabilir!” buyurdu. Bazen de; “Kendisine duyurulan nice kişi vardır ki işitenden daha fazla kavrayışlı olabilir!” buyururdu.” (Buhari, Meğazi 77, Edahi 5, İlm 9, 37, Hac 132, Tefsiru Sure-i Tevbe 8, Fiten 8, Tevhid 24;Bed’u’l-Halk 2; Müslim, Kasame 29 (1679)’de Ebu Bekre (r.a.)’tan.)
Rasulullah (s.a.), sahabilerini; Allah’a itaat etmelerini sağlamak ve O’na isyan etmekten de kaçınmaları konusunda kendilerine gerekli olan ilim/bilgi üzere olmaları için sünnetini muhafaza etmeye ve sünnetinin gerektirdiklerini kendisinden sonra gelenlere ulaştırmayı teşvik etmiştir...
Nitekim Peygamber (s.a.), Veda Hutbesi’nin sonunda konuyla ilgili olarak şöyle buyurdu:
“Peygamber (s.a.); “Allah’ım! Tebliğ ettim mi?” buyurdu. Sahabiler; “Evet (tebliğ ettin, şahidiniz)!” demişlerdi. Peygamber (s.a.); “Haberiniz ola ki burada olanlar, burada olmayanlara (söylediklerimi) tebliğ etsinler. Çünkü kendisine tebliğ edilen kişinin bazısı, bizzat duyan kişinin bazısından daha fazla anlayışlı olabilir!” buyurdu. Bazen de; “Kendisine duyurulan nice kişi vardır ki işitenden daha fazla kavrayışlı olabilir!” buyururdu.” (Buhari, Meğazi 77, Edahi 5, İlm 9, 37, Hac 132, Tefsiru Sure-i Tevbe 8, Fiten 8, Tevhid 24;Bed’u’l-Halk 2; Müslim, Kasame 29 (1679)’de Ebu Bekre (r.a.)’tan.)