Bugün gezegenimizin geleceğiyle ilgili ciddi belirsizliklerle karşı karşıyayız. Böyle bir dönemde demokrasinin potansiyeli her zamankinden daha fazla önem taşıyor.
Suriye ve Mezopotamya’da ortaya çıkışından Fransa ve Amerika’da devrimci ruhu körüklemede üstlendiği role kadar demokrasi, kimin güç ve ayrıcalığa sahip olacağına ve neden yararlanacağına karar vermenin geleneksel yöntemlerini yıktı. Çünkü demokrasi insanları radikal bir şey yapmaya itti: Eşitler olarak bir araya gelmek ve kendi hayatlarını ve geleceklerini belirlemek.
John Keane demokrasinin en eski meclis demokrasilerinden Avrupa tarzı seçim demokrasisine ve günümüzde hâkim duruma gelmiş olan gözetim demokrasisine doğru geçirdiği evrimi inceliyor. Bugün hükûmetler seçmenlere sadece seçim günü değil her gün yoğun bir kamu denetimiyle cevap verirken bir yandan da bu karmaşık ve canlı demokrasinin yenilmez olmadığını aklımızdan çıkarmamalıyız.
“Demokrasinin geleceği hakkındaki kötümserlik dalgasına karşı kürek çeken, demokratik ideallerin ve uygulamaların tarihi konusunda seçkin bir uzman olan yazar, bizi kapsamlı bilgisi ve ihtişamlı üslubuyla bir kez daha büyülüyor. Mücevher gibi bir kitap.”
—Paul ’t Hart, kamu yönetimi profesörü,
Utrecht Üniversitesi
Bugün gezegenimizin geleceğiyle ilgili ciddi belirsizliklerle karşı karşıyayız. Böyle bir dönemde demokrasinin potansiyeli her zamankinden daha fazla önem taşıyor.
Suriye ve Mezopotamya’da ortaya çıkışından Fransa ve Amerika’da devrimci ruhu körüklemede üstlendiği role kadar demokrasi, kimin güç ve ayrıcalığa sahip olacağına ve neden yararlanacağına karar vermenin geleneksel yöntemlerini yıktı. Çünkü demokrasi insanları radikal bir şey yapmaya itti: Eşitler olarak bir araya gelmek ve kendi hayatlarını ve geleceklerini belirlemek.
John Keane demokrasinin en eski meclis demokrasilerinden Avrupa tarzı seçim demokrasisine ve günümüzde hâkim duruma gelmiş olan gözetim demokrasisine doğru geçirdiği evrimi inceliyor. Bugün hükûmetler seçmenlere sadece seçim günü değil her gün yoğun bir kamu denetimiyle cevap verirken bir yandan da bu karmaşık ve canlı demokrasinin yenilmez olmadığını aklımızdan çıkarmamalıyız.
“Demokrasinin geleceği hakkındaki kötümserlik dalgasına karşı kürek çeken, demokratik ideallerin ve uygulamaların tarihi konusunda seçkin bir uzman olan yazar, bizi kapsamlı bilgisi ve ihtişamlı üslubuyla bir kez daha büyülüyor. Mücevher gibi bir kitap.”
—Paul ’t Hart, kamu yönetimi profesörü,
Utrecht Üniversitesi