Şiir yazmak yalnızca bir yetenek işi değildir. Doğuştan gelen donanım ancak bu donanım bir mücevher gibi işlendiğinde mümkün oluyor. Şiir yazıyorsanız başta kendi ülkenizin şiiri olmak üzere dünya şiirini de bilmeniz gerek. Zira geleneği zemin edinerek şiir yazmanın tek yolu budur. Elbette felsefe, toplumbilim, psikoloji, tarih… ve kültürel hayatımızı ve hayatları derinliğine bilmek de gerekiyor. S. Emre Özcan'da bunu rahatlıkla görüyoruz. Ülkesinin sorunlarını sorguluyor ve dile getiriyor. Bunu yaparken uç bir noktada tepkisinin çekiciliğine tıkanıp kalmıyor. Tartışıyor gördüklerini. Ve tepkisini dile getirirken en geleneksel sanat olan şiire başvurarak ülkesinin kültürel hayatında rol almaya başlıyor. Şiirine bakıldığında şiir geleneğini özümsediği, dünya ve Türk şiiri geleneği içinden kendini dile getirmeye çalıştığını açık. Alttaki şiiri daha önce yazılmış aynı temalı şiirlerin bir sentezi olarak ve metinlerarası göndermelerle güçlendirilmiş bir şiir-metin olarak okuyabiliriz.
Metin Cengiz
Şiir yazmak yalnızca bir yetenek işi değildir. Doğuştan gelen donanım ancak bu donanım bir mücevher gibi işlendiğinde mümkün oluyor. Şiir yazıyorsanız başta kendi ülkenizin şiiri olmak üzere dünya şiirini de bilmeniz gerek. Zira geleneği zemin edinerek şiir yazmanın tek yolu budur. Elbette felsefe, toplumbilim, psikoloji, tarih… ve kültürel hayatımızı ve hayatları derinliğine bilmek de gerekiyor. S. Emre Özcan'da bunu rahatlıkla görüyoruz. Ülkesinin sorunlarını sorguluyor ve dile getiriyor. Bunu yaparken uç bir noktada tepkisinin çekiciliğine tıkanıp kalmıyor. Tartışıyor gördüklerini. Ve tepkisini dile getirirken en geleneksel sanat olan şiire başvurarak ülkesinin kültürel hayatında rol almaya başlıyor. Şiirine bakıldığında şiir geleneğini özümsediği, dünya ve Türk şiiri geleneği içinden kendini dile getirmeye çalıştığını açık. Alttaki şiiri daha önce yazılmış aynı temalı şiirlerin bir sentezi olarak ve metinlerarası göndermelerle güçlendirilmiş bir şiir-metin olarak okuyabiliriz.
Metin Cengiz