Yazma eserler, bir dilin ilk başvurulması gereken temel kaynak metinlerdir. Tarihin her döneminde tıp, eczacılık, botanik, matematik, felsefe, astronomi gibi farklı konu ve türlerde yazılmış binlerce eser olmasına rağmen bugüne kadar yapılan araştırmalar ve çalışmalar çoğunlukla dinî ve edebî yazma eserler üzerine yoğunlaşmıştır. Oysaki konu, içerik, üslup ve barındırdığı terimler açısından fazlasıyla zengin olan bu eserlerin de metin ve söz varlığının ortaya konması gerekmektedir. Birçok bilim kolu gibi Eski Oğuzların ve onun devamı olan Osmanlı tıbbı da Selçuklu’nun devamı niteliğindedir. Osmanlı tıbbında ve eserlerinde kullanılan dil her ne kadar daha ağır olsa da Osmanlı tıbbı anlayış bakımından da Eski Oğuzların devamı niteliğindedir. Anadolu’da Oğuz Türkçesine dayalı tıp dili, Büyük Selçuklulardan Anadolu Selçuklularına onlardan da Beylikler Dönemi ve sonrasında da Osmanlı tıbbına kaynaklık etmiştir. Kitâb-ı Kânunçe 1596’da kaleme alınmış ve Manisa İl Kütüphanesinin 45 Hk 1841 no’lu arşivinden temin edilmiştir. Her bir varakta 13 satır olan 132 varaklık mensur bir tıp metnidir. Yazılış tarihi itibarıyla Klasik Osmanlı Tükçesine Giriş dönemine tekabül eden eserin ses ve şekil özellikleri büyük ölçüde Eski Anadolu Türkçesi ile aynıdır.
Yazma eserler, bir dilin ilk başvurulması gereken temel kaynak metinlerdir. Tarihin her döneminde tıp, eczacılık, botanik, matematik, felsefe, astronomi gibi farklı konu ve türlerde yazılmış binlerce eser olmasına rağmen bugüne kadar yapılan araştırmalar ve çalışmalar çoğunlukla dinî ve edebî yazma eserler üzerine yoğunlaşmıştır. Oysaki konu, içerik, üslup ve barındırdığı terimler açısından fazlasıyla zengin olan bu eserlerin de metin ve söz varlığının ortaya konması gerekmektedir. Birçok bilim kolu gibi Eski Oğuzların ve onun devamı olan Osmanlı tıbbı da Selçuklu’nun devamı niteliğindedir. Osmanlı tıbbında ve eserlerinde kullanılan dil her ne kadar daha ağır olsa da Osmanlı tıbbı anlayış bakımından da Eski Oğuzların devamı niteliğindedir. Anadolu’da Oğuz Türkçesine dayalı tıp dili, Büyük Selçuklulardan Anadolu Selçuklularına onlardan da Beylikler Dönemi ve sonrasında da Osmanlı tıbbına kaynaklık etmiştir. Kitâb-ı Kânunçe 1596’da kaleme alınmış ve Manisa İl Kütüphanesinin 45 Hk 1841 no’lu arşivinden temin edilmiştir. Her bir varakta 13 satır olan 132 varaklık mensur bir tıp metnidir. Yazılış tarihi itibarıyla Klasik Osmanlı Tükçesine Giriş dönemine tekabül eden eserin ses ve şekil özellikleri büyük ölçüde Eski Anadolu Türkçesi ile aynıdır.