Kur’an kelimeleri içerisinde anlam zenginliğine sahip olan önemli bir kavram da kitâb kavramıdır. Vahiy ve iniş süreciyle ilgili kavramları kitâb olarak isimlendiren Kur’an, kainattaki kurallar bütününü de kitâb olarak isimlendirmektedir. Bu husus dikkate alındığında ilahi mesajlardan oluşan teşrîî önerilere kitâb denildiği gibi, varlık alanına konulan tekvînî yasalara da kitâb denilmektedir. Öyleyse kitâb, Allah’ın varlıkla ve insanla ilişkisini ifade eden anahtar kavramlardan birisidir. Bu bağlamda, ilahi iradeden kaynaklanan tekvînî ve teşrîî yasaların Kur’an’da Ümmü’l-kitâb olarak isimlendirildiğini söyleyebiliriz. Varlık alemine yasalar koyan da insana teklifte bulunan da Yüce Allah’tır. Buna göre ilahi irade ve ilmi simgeleyen Ümmü’l-kitâb, Kur’an’ın ve diğer bütün vahiylerin kendisinden çıkmış olduğu Levh-i mahfûzun da aslı olmaktadır. Levh-i mahfuz ise vahye karşı şüphe ve şartlanmışlık içerisinde olan inkarcılara karşı, mesajın gerçekliğini ve korunmuşluğunu vurgulamaktadır. Buradan aktarılan ilahi mesaj, insanın hem kainat kitabını hem de kendisine gönderilen vahiy kitabını okumasını istemektedir. Son olarak da insan, ebediliğin başladığı ahiret ale-minde her bireyin karşısına çıkarılacak olan kendi özel kitabını okuyacaktır.
Kur’an kelimeleri içerisinde anlam zenginliğine sahip olan önemli bir kavram da kitâb kavramıdır. Vahiy ve iniş süreciyle ilgili kavramları kitâb olarak isimlendiren Kur’an, kainattaki kurallar bütününü de kitâb olarak isimlendirmektedir. Bu husus dikkate alındığında ilahi mesajlardan oluşan teşrîî önerilere kitâb denildiği gibi, varlık alanına konulan tekvînî yasalara da kitâb denilmektedir. Öyleyse kitâb, Allah’ın varlıkla ve insanla ilişkisini ifade eden anahtar kavramlardan birisidir. Bu bağlamda, ilahi iradeden kaynaklanan tekvînî ve teşrîî yasaların Kur’an’da Ümmü’l-kitâb olarak isimlendirildiğini söyleyebiliriz. Varlık alemine yasalar koyan da insana teklifte bulunan da Yüce Allah’tır. Buna göre ilahi irade ve ilmi simgeleyen Ümmü’l-kitâb, Kur’an’ın ve diğer bütün vahiylerin kendisinden çıkmış olduğu Levh-i mahfûzun da aslı olmaktadır. Levh-i mahfuz ise vahye karşı şüphe ve şartlanmışlık içerisinde olan inkarcılara karşı, mesajın gerçekliğini ve korunmuşluğunu vurgulamaktadır. Buradan aktarılan ilahi mesaj, insanın hem kainat kitabını hem de kendisine gönderilen vahiy kitabını okumasını istemektedir. Son olarak da insan, ebediliğin başladığı ahiret ale-minde her bireyin karşısına çıkarılacak olan kendi özel kitabını okuyacaktır.