Bu kitaptaki çalışmaların tamamı iletişim sosyolojisi ile ilgilidir. Tezlerden oluşan kitap bölümleri ise tezlerin hazırlanma tarihlerinin tersine olan bir kronolojik sıra içinde verilmiştir. Çalışmalar bağlamlarıyla birlikte birbirini tamamlayan özellikler göstermekte ve bu sıralamayla bütünlük kazanmaktadır.Bu bütünlüğün kitle iletişiminin soyağacına ışık tutacak bir özellik gösterdiği ifade edilebilir. Bu nedenle kitabın adının Kitle İletişiminin Soyağacı: İletişim Sosyolojisi Tezleri olması uygun görülmüştür. Kitapta yer alan çalışmaların hepsi tarihsel çalışmalardır ama bir tarih çalışması değildir. Kitle iletişiminin sosyolojik boyutu toplumların oluşumu aşamasından başlanılarak Baykan Sezer’e ait bir teori ekseninde ele alınmıştır.
Kitaptaki ilk bölüm, bir iletişim teorisi önermesi bakımından ayrıca bir öneme sahiptir. Burada bir cümle ile özetleyip ifade etmek gerekirse; toplumlardaki iletişim sistemini belirleyen temel faktör o toplumun içinde yer aldığı toplumlar arası ilişkilerdir. Başka bir ifadeyle ise toplumun politik örgütlenmesinin ya da devletin dış siyasetidir. Daha sonraki üç bölümde yer alan üç çalışma, birinci bölümde önerilen iletişim teorisinin sınanmasına yönelik özellik göstermektedir. Üç çalışma Türk toplum tarihinin üç önemli dönemine tekabül etmektedir. Söz konusu dört çalışma kendi içinde bütünlük göstermekte, birbirini tamamlamakta ve bir bütün olarak bakıldığında da kitle iletişim sosyolojisi açısından kitle iletişiminin salt iletişim ihtiyacından doğan bir gereklilikten öte toplumlar arası ve devletler arası politik örgütlenmelerin ve tavır alışların kökeniyle ilişkisi bakımından soyağacı -kaynakların kökenine işaret etme- özelliği göstermektedir. Kitap bu özelliği dolayısıyla da salt sosyoloji disiplinini ilgilendirmemektedir. Kitabın iletişim fakülteleri, siyasal bilgiler fakülteleri açısından da değişik yönlerden yararlanılabilinecek bir kaynak özelliği gösterdiğini düşünüyorum.
Hayati Tüfekçioğlu
Bu kitaptaki çalışmaların tamamı iletişim sosyolojisi ile ilgilidir. Tezlerden oluşan kitap bölümleri ise tezlerin hazırlanma tarihlerinin tersine olan bir kronolojik sıra içinde verilmiştir. Çalışmalar bağlamlarıyla birlikte birbirini tamamlayan özellikler göstermekte ve bu sıralamayla bütünlük kazanmaktadır.Bu bütünlüğün kitle iletişiminin soyağacına ışık tutacak bir özellik gösterdiği ifade edilebilir. Bu nedenle kitabın adının Kitle İletişiminin Soyağacı: İletişim Sosyolojisi Tezleri olması uygun görülmüştür. Kitapta yer alan çalışmaların hepsi tarihsel çalışmalardır ama bir tarih çalışması değildir. Kitle iletişiminin sosyolojik boyutu toplumların oluşumu aşamasından başlanılarak Baykan Sezer’e ait bir teori ekseninde ele alınmıştır.
Kitaptaki ilk bölüm, bir iletişim teorisi önermesi bakımından ayrıca bir öneme sahiptir. Burada bir cümle ile özetleyip ifade etmek gerekirse; toplumlardaki iletişim sistemini belirleyen temel faktör o toplumun içinde yer aldığı toplumlar arası ilişkilerdir. Başka bir ifadeyle ise toplumun politik örgütlenmesinin ya da devletin dış siyasetidir. Daha sonraki üç bölümde yer alan üç çalışma, birinci bölümde önerilen iletişim teorisinin sınanmasına yönelik özellik göstermektedir. Üç çalışma Türk toplum tarihinin üç önemli dönemine tekabül etmektedir. Söz konusu dört çalışma kendi içinde bütünlük göstermekte, birbirini tamamlamakta ve bir bütün olarak bakıldığında da kitle iletişim sosyolojisi açısından kitle iletişiminin salt iletişim ihtiyacından doğan bir gereklilikten öte toplumlar arası ve devletler arası politik örgütlenmelerin ve tavır alışların kökeniyle ilişkisi bakımından soyağacı -kaynakların kökenine işaret etme- özelliği göstermektedir. Kitap bu özelliği dolayısıyla da salt sosyoloji disiplinini ilgilendirmemektedir. Kitabın iletişim fakülteleri, siyasal bilgiler fakülteleri açısından da değişik yönlerden yararlanılabilinecek bir kaynak özelliği gösterdiğini düşünüyorum.
Hayati Tüfekçioğlu