Kızılbaş Ütopya "Gerçekçi Ol Olanaksızı İste"

Stok Kodu:
9789944387484
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
240,00TL
168,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 20,53TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789944387484
1121641
Kızılbaş Ütopya
Kızılbaş Ütopya "Gerçekçi Ol Olanaksızı İste"
168.00

Rıza kenti, Bu-Dünya'dan başka bir yerde, ama hiçbir yerde, bir kent toplum: Tıpkı More'un Ütopya adası, Campanella'nın Güneş Ülkesi, Bacon'un Yeni Atlantisi ya da Münster'in Yeni Kudüs'ü gibi. Yok Yer'deki Ütopya'yı, yani Rıza Kenti'ni algılayabilmek için öncelikle Yok Yer'e taşınılabilmesi için iptal edilmesi gereken Bu-Dünya parçası anlamında yurt üzerinde duralım.

Kızılbaşlıkta Yurt dendiğinde, bu iki biçimde anlaşılır: Birinci yurt, canın gölgesidir. Canın gölgesi bedendir. Her nefes aldığımızda çektiğimiz oksijenle canımız-ruhumuz kendini ateşe verir; kendini ateşe vererek, yani yakarak bedene durur. Bunu tek bir birey yaptığında, bireysel yurt (bireysel beden) ete-kemiğe bürünür. Bireyler bireysel yurtları (birey bedenlerini) yan yana getirdiğinde toplumsal yurt (birey bedenlerinin toplamı) elde edilmiş olur. Bu duyan, gülen, ağlayan birinci yurttur.

Bireysel ve toplumsal yurdun gezindiği yer, bu anlamda hava, su, toprak ve ateşle simgelenen doğa parçası ikinci yurttur.
Birinci yurda işkence ederek ikinci yurt, ikinci yurda işkence ederek birinci yurt sevilmez: Kızılbaşların yurtsever olması bu nedendendir. Birinci yurt ikinci yurdu; ikinci yurt birinci yurdu dâr'dan indirmesi, yani daha açık bir anlatımla birinci yurt ikinci yurttan, ikinci yurt birinci yurttan rızalık alması gerekir.

Rıza kenti, Bu-Dünya'dan başka bir yerde, ama hiçbir yerde, bir kent toplum: Tıpkı More'un Ütopya adası, Campanella'nın Güneş Ülkesi, Bacon'un Yeni Atlantisi ya da Münster'in Yeni Kudüs'ü gibi. Yok Yer'deki Ütopya'yı, yani Rıza Kenti'ni algılayabilmek için öncelikle Yok Yer'e taşınılabilmesi için iptal edilmesi gereken Bu-Dünya parçası anlamında yurt üzerinde duralım.

Kızılbaşlıkta Yurt dendiğinde, bu iki biçimde anlaşılır: Birinci yurt, canın gölgesidir. Canın gölgesi bedendir. Her nefes aldığımızda çektiğimiz oksijenle canımız-ruhumuz kendini ateşe verir; kendini ateşe vererek, yani yakarak bedene durur. Bunu tek bir birey yaptığında, bireysel yurt (bireysel beden) ete-kemiğe bürünür. Bireyler bireysel yurtları (birey bedenlerini) yan yana getirdiğinde toplumsal yurt (birey bedenlerinin toplamı) elde edilmiş olur. Bu duyan, gülen, ağlayan birinci yurttur.

Bireysel ve toplumsal yurdun gezindiği yer, bu anlamda hava, su, toprak ve ateşle simgelenen doğa parçası ikinci yurttur.
Birinci yurda işkence ederek ikinci yurt, ikinci yurda işkence ederek birinci yurt sevilmez: Kızılbaşların yurtsever olması bu nedendendir. Birinci yurt ikinci yurdu; ikinci yurt birinci yurdu dâr'dan indirmesi, yani daha açık bir anlatımla birinci yurt ikinci yurttan, ikinci yurt birinci yurttan rızalık alması gerekir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat