Yiğitlik adam vurmakla, yol kesmekle olmaz. Yiğitlik garibanın, yetimin, düşkünün, hakkını hukukunu koruyup gözetmekle olur. Köroğlu'na çok özenenler oldu. Babasının, gözünü kör edip, bana Köroğlu desinler diye. Köroğlu değil de körün oğlu demişler. Bizim buraların havası serttir. İnsanları merttir, paylaşımcı yürekli. Kiziroğlu Mustafa Bey de bu yiğitlerden bir tanesidir. Kars'ın Susuz (Cilavuz) ilçesinde Kiziroğlu köyünde doğup büyümüş, orada bey olmuş. İnsanlara önderlik edip, dertlerini mutluluklarını paylaşmış bir Anadolu Yiğit’idir. Bey olmak zordur. Bütün halkın, derdi, mutluluğu ondan sorulur. Mustafa Bey iyi bir yönetici, iyi bir insandı. Kimin bir sorunu olsa, hiç üşenmeden, gidip hallederdi. Çocukları çok severdi, onlarla oyunlar oynayıp, onların gönlünü alırdı. Elbette sevenleri kadar, düşmanları da vardı. Yiğitliğin, mertliğin sembolü olan. Köroğlu ile yaptığı mücadeleyle namı daha da çok yayılmış. İki yiğit farklı bölgelerde yaşasalar da düşmanları halkı ezen ağalara beylere karşıdır. Her haksızlığa baş kaldırıp, ezileni sahiplenmişlerdir. Gün gelmiş, birbirleriyle ters düşmüşler turna teli için. Oysa istese Kiziroğlu Mustafa Bey fazlasını verdi. İzinsiz alıp kaçarken, Köroğlu Mustafa Bey. Alapaça atıyla peşine düşer.Uzun bir kovalamaca sonunda yakalar. İki at birbiriyle mücadeleye tutulur. Köroğlu Mustafa Bey’le uzun mücadele sonunda Köroğlu alta düşer. Kiziroğlu Mustafa Bey kılıcını vuracakken. Köroğlu bana müsaade ette hanımımla, keleşlerle vedalaşıp geleyim. Önce biraz duraklar, geri gelmez diye. Sonra müsaade eder, kendisi de Köroğlu nu takip eder. Konağına varınca. Hanımı Nigâr sorar. Sana ne oldu böyle. Sazını eline alan Köroğlu başlar. Kiziroğlu Mustafa beyni övmeye. Hiçbir yiğit düşmanını övmez. Bu sözleri duyan, keleşler arasında bulunan, Kiziroğlu Mustafa Bey. Öne çıkarak Köroğlu'na sarılıp. Bundan böyle kardeşimsin, diyerek dost olurlar. Bu hikâye yıllarca anlatılır. Karslı Aşık Murat Çobanoğlu, güzel bir türü ile Kiziroğlu nu bugünlere kadar taşımış. Bu kitapta, gelecek nesillere, yöremizde yaşamış. Efsane yiğidi daha çok tanımasına, vesile olacaktır.
Yiğitlik adam vurmakla, yol kesmekle olmaz. Yiğitlik garibanın, yetimin, düşkünün, hakkını hukukunu koruyup gözetmekle olur. Köroğlu'na çok özenenler oldu. Babasının, gözünü kör edip, bana Köroğlu desinler diye. Köroğlu değil de körün oğlu demişler. Bizim buraların havası serttir. İnsanları merttir, paylaşımcı yürekli. Kiziroğlu Mustafa Bey de bu yiğitlerden bir tanesidir. Kars'ın Susuz (Cilavuz) ilçesinde Kiziroğlu köyünde doğup büyümüş, orada bey olmuş. İnsanlara önderlik edip, dertlerini mutluluklarını paylaşmış bir Anadolu Yiğit’idir. Bey olmak zordur. Bütün halkın, derdi, mutluluğu ondan sorulur. Mustafa Bey iyi bir yönetici, iyi bir insandı. Kimin bir sorunu olsa, hiç üşenmeden, gidip hallederdi. Çocukları çok severdi, onlarla oyunlar oynayıp, onların gönlünü alırdı. Elbette sevenleri kadar, düşmanları da vardı. Yiğitliğin, mertliğin sembolü olan. Köroğlu ile yaptığı mücadeleyle namı daha da çok yayılmış. İki yiğit farklı bölgelerde yaşasalar da düşmanları halkı ezen ağalara beylere karşıdır. Her haksızlığa baş kaldırıp, ezileni sahiplenmişlerdir. Gün gelmiş, birbirleriyle ters düşmüşler turna teli için. Oysa istese Kiziroğlu Mustafa Bey fazlasını verdi. İzinsiz alıp kaçarken, Köroğlu Mustafa Bey. Alapaça atıyla peşine düşer.Uzun bir kovalamaca sonunda yakalar. İki at birbiriyle mücadeleye tutulur. Köroğlu Mustafa Bey’le uzun mücadele sonunda Köroğlu alta düşer. Kiziroğlu Mustafa Bey kılıcını vuracakken. Köroğlu bana müsaade ette hanımımla, keleşlerle vedalaşıp geleyim. Önce biraz duraklar, geri gelmez diye. Sonra müsaade eder, kendisi de Köroğlu nu takip eder. Konağına varınca. Hanımı Nigâr sorar. Sana ne oldu böyle. Sazını eline alan Köroğlu başlar. Kiziroğlu Mustafa beyni övmeye. Hiçbir yiğit düşmanını övmez. Bu sözleri duyan, keleşler arasında bulunan, Kiziroğlu Mustafa Bey. Öne çıkarak Köroğlu'na sarılıp. Bundan böyle kardeşimsin, diyerek dost olurlar. Bu hikâye yıllarca anlatılır. Karslı Aşık Murat Çobanoğlu, güzel bir türü ile Kiziroğlu nu bugünlere kadar taşımış. Bu kitapta, gelecek nesillere, yöremizde yaşamış. Efsane yiğidi daha çok tanımasına, vesile olacaktır.