Günümüz Müslüman toplumlarında yaşanan devlet krizlerinin kökenleri, Oryantalizmden etkilenmiş bazı yazarlar tarafından İslamiyet'in kendisinde aranır. Buna göre İslamiyet'in içerdiği teolojik ön kabuller, bu dine mensup olan insanların istikrarlı ve güçlü devletler kurmalarının önüne engeldir.
Dolayısıyla istikrarlı bir devletin ön şartları olan kalıcı bürokrasi, uzmanlaşma ve hukuksal bir sistem gibi yapıların önü, İslamiyet'in kendisi tarafından kesilir.
Günümüzde Müslüman toplumlarda var olan devletlere bakıldığında bu iddiayı destekleyecek birçok sonuçla karşılaşılabilir.
Zaten bu kitabın ortaya çıkışını motive eden temel güdü, günümüz Müslümanlarının yaşadıkları devlet krizlerinin İslamiyet'e içkin olup olmadığını anlamak için, güçlü Müslüman devletlerin kurulduğu ve kitapta klasik dönem diye tabir edilen Ortaçağ devletleşme pratiklerine bakmak olmuştur.
Bu kitabı yazarken Klasik dönem Müslüman yazarların devletleşme pratikleri, bürokrasinin oluşumu, sınıflaşma, ekonomi, entelektüellik, uzmanlaşma gibi konularla ilgili fikirlerine odaklandım.
Yalnızca siyaset felsefecilerinden değil seyyahlardan, coğrafyacılardan, bürokratların kişisel yaşam öykülerinden ve masallardan yararlandım.
Günümüzdeki sorulara cevap üretme açısından faydalı olmasını ümit ettiğim bu kitabı yazarken elden geldiğince ideolojik körlükten uzak durup, Ortaçağ'daki –Klasik dönem- devletleşme pratiklerinin farklı yönlerini tanımlamaya çalıştım.
Günümüz Müslüman toplumlarında yaşanan devlet krizlerinin kökenleri, Oryantalizmden etkilenmiş bazı yazarlar tarafından İslamiyet'in kendisinde aranır. Buna göre İslamiyet'in içerdiği teolojik ön kabuller, bu dine mensup olan insanların istikrarlı ve güçlü devletler kurmalarının önüne engeldir.
Dolayısıyla istikrarlı bir devletin ön şartları olan kalıcı bürokrasi, uzmanlaşma ve hukuksal bir sistem gibi yapıların önü, İslamiyet'in kendisi tarafından kesilir.
Günümüzde Müslüman toplumlarda var olan devletlere bakıldığında bu iddiayı destekleyecek birçok sonuçla karşılaşılabilir.
Zaten bu kitabın ortaya çıkışını motive eden temel güdü, günümüz Müslümanlarının yaşadıkları devlet krizlerinin İslamiyet'e içkin olup olmadığını anlamak için, güçlü Müslüman devletlerin kurulduğu ve kitapta klasik dönem diye tabir edilen Ortaçağ devletleşme pratiklerine bakmak olmuştur.
Bu kitabı yazarken Klasik dönem Müslüman yazarların devletleşme pratikleri, bürokrasinin oluşumu, sınıflaşma, ekonomi, entelektüellik, uzmanlaşma gibi konularla ilgili fikirlerine odaklandım.
Yalnızca siyaset felsefecilerinden değil seyyahlardan, coğrafyacılardan, bürokratların kişisel yaşam öykülerinden ve masallardan yararlandım.
Günümüzdeki sorulara cevap üretme açısından faydalı olmasını ümit ettiğim bu kitabı yazarken elden geldiğince ideolojik körlükten uzak durup, Ortaçağ'daki –Klasik dönem- devletleşme pratiklerinin farklı yönlerini tanımlamaya çalıştım.