Emil Ludwig kendine has tarzıyla Kleopatra'yı anlatıyor. Akdenizin efsanevi kraliçesinin yaşamı, tarih ve kurgunun keyifli birleşimiyle okuyucuyla buluşuyor.
“Bu biyografinin yazdığım tüm diğer biyografilerden farkı, içinde alıntıya hiç yer vermemiş olmam… Elimizde Kleopatra'nın aşk mektupları, Sezar'ın veya Antonius'un kişisel evrakları gibi belgeler mevcut değil; elimizde yalnızca Antonius'un bir mektubundan günümüze ulaşmayı başarmış olan üç cümle var. Kendisinin sahip olduğu özellikler, saltanatının hemen sonrasında, yarım düzine kadar Antik Çağ yazarı tarafından ortaya canlı bir portre çıkaracak şekilde kaleme alınmış ve bunlar, bize ulaşmış. Ayrıca, bu portreyi doğrulayan en azından bir tane orijinal büst hâlâ mevcut.
Her ne kadar burada tarihi bir romanın sınırına gelinmişolsa da bu sınır, kesinlikle hiçbir yönden aşılmamıştır. Gerçekte söylenmiş olan birkaç cümle de kaynaklarım arasında bulunabilir.
Umarım okuyucularım bu sunumumu, üzerinde sonotuz yıldır çalıştığım insan kalbinin tarihçesine bir katkı olarak göreceklerdir.”
Emil Ludwig kendine has tarzıyla Kleopatra'yı anlatıyor. Akdenizin efsanevi kraliçesinin yaşamı, tarih ve kurgunun keyifli birleşimiyle okuyucuyla buluşuyor.
“Bu biyografinin yazdığım tüm diğer biyografilerden farkı, içinde alıntıya hiç yer vermemiş olmam… Elimizde Kleopatra'nın aşk mektupları, Sezar'ın veya Antonius'un kişisel evrakları gibi belgeler mevcut değil; elimizde yalnızca Antonius'un bir mektubundan günümüze ulaşmayı başarmış olan üç cümle var. Kendisinin sahip olduğu özellikler, saltanatının hemen sonrasında, yarım düzine kadar Antik Çağ yazarı tarafından ortaya canlı bir portre çıkaracak şekilde kaleme alınmış ve bunlar, bize ulaşmış. Ayrıca, bu portreyi doğrulayan en azından bir tane orijinal büst hâlâ mevcut.
Her ne kadar burada tarihi bir romanın sınırına gelinmişolsa da bu sınır, kesinlikle hiçbir yönden aşılmamıştır. Gerçekte söylenmiş olan birkaç cümle de kaynaklarım arasında bulunabilir.
Umarım okuyucularım bu sunumumu, üzerinde sonotuz yıldır çalıştığım insan kalbinin tarihçesine bir katkı olarak göreceklerdir.”