Köylü doğup basit bir işçi hayatı yaşadıktan sonra emekliliğinde yazdığı Knockemstiff’teki öykü¬lerle elli yaşında PEN/Robert Pingham Ödülü’nü kazandı Donald Ray Pollock. Daha sonra 2012’de Guggen¬heim Bursu’na da layık görülen Pollock, Düş Yakamdan Şeytan adlı ilk romanıyla öykü kitabın¬da anlattığı memleketini okurla¬ra daha da etraflıca göstererek, Amerikan Güney Gotiği ve taşra anlatısında eşsiz bir yer elde etti.
Ortabatı Amerikan kasaba¬sının olağanca sertliğini ve hü-zünlü sıradan insanlarını, ruhla¬rına nüfuz eden her tür kir pas¬tan arındırarak unutulmaz bir anlatıyla ortaya ko¬yar Pollock. Altmışların ortalarından doksanla¬rın sonlarına uzanan bir zaman diliminde yaşadığı, karakterleriyle birbirlerine zin¬cirlenen öykülerinde kendi dün¬yasını, Ohio’daki Knockemstiff’i yazarak edebiyat haritasına ger-çek bir hayal diyarı bağışlar.
Tozun toprağın, patlak las¬tiklerle kırık kaportaların, gres yağlı mermilerin, inançlı sarhoş¬ların, küfür kıyametin, ana ba¬balarla kardeşlerin, her türden köylüyle işçinin kurnaz zekâları, çapraşık ahlaki değerleri ve kap¬kara mizahıyla hâl-i pürmelali.
“Belki umutlu ve yaşam enerjisi yüksek bir Raymond Carver ya da tan¬rısız bir Flannery O’Connor – ama Pollock hiç kimsenin gölgesi değil. Güçlü bir yetenek iş üstünde.” —KATHERINE DUNN
“Ürkütücü, kasvetli, tavizsiz ve matrak... Amerikan kurgusu ne kadar çiğ olabilirse. Unutulmaz bir deneyim.” —SAN FRANCISCO CHRONICLE
Köylü doğup basit bir işçi hayatı yaşadıktan sonra emekliliğinde yazdığı Knockemstiff’teki öykü¬lerle elli yaşında PEN/Robert Pingham Ödülü’nü kazandı Donald Ray Pollock. Daha sonra 2012’de Guggen¬heim Bursu’na da layık görülen Pollock, Düş Yakamdan Şeytan adlı ilk romanıyla öykü kitabın¬da anlattığı memleketini okurla¬ra daha da etraflıca göstererek, Amerikan Güney Gotiği ve taşra anlatısında eşsiz bir yer elde etti.
Ortabatı Amerikan kasaba¬sının olağanca sertliğini ve hü-zünlü sıradan insanlarını, ruhla¬rına nüfuz eden her tür kir pas¬tan arındırarak unutulmaz bir anlatıyla ortaya ko¬yar Pollock. Altmışların ortalarından doksanla¬rın sonlarına uzanan bir zaman diliminde yaşadığı, karakterleriyle birbirlerine zin¬cirlenen öykülerinde kendi dün¬yasını, Ohio’daki Knockemstiff’i yazarak edebiyat haritasına ger-çek bir hayal diyarı bağışlar.
Tozun toprağın, patlak las¬tiklerle kırık kaportaların, gres yağlı mermilerin, inançlı sarhoş¬ların, küfür kıyametin, ana ba¬balarla kardeşlerin, her türden köylüyle işçinin kurnaz zekâları, çapraşık ahlaki değerleri ve kap¬kara mizahıyla hâl-i pürmelali.
“Belki umutlu ve yaşam enerjisi yüksek bir Raymond Carver ya da tan¬rısız bir Flannery O’Connor – ama Pollock hiç kimsenin gölgesi değil. Güçlü bir yetenek iş üstünde.” —KATHERINE DUNN
“Ürkütücü, kasvetli, tavizsiz ve matrak... Amerikan kurgusu ne kadar çiğ olabilirse. Unutulmaz bir deneyim.” —SAN FRANCISCO CHRONICLE