“Ve ce'alnâ mine'l mâi külle şey'in hayy” (Canlı olan her şeyi sudan yarattık) ayet-i kerimesi, yaratılan her şeyin su ile mümkün kılındığını gözler önüne sermektedir. Yeryüzünde her bir canlının yaratılışının kaynağını teşkil eden su, insanın kadim tarihinde kendi değerini oluşturmuştur. Bu değerin içinden çıkan insan tabiata yönelerek zengin bir su kültürü meydana getirmiştir. Türk toplumunda, atalarımız hayatın faniliğine karşı zengin su vakıfları oluşturarak içinde yaşadığı çevre ve inanç arasında sosyal bir bağ kurmayı başarabilmiştir. İnsanlığa hizmet noktasında mihenk taşı görevi üstlenen su yapıları, günümüzde hızlı sanayileşme sonucu hoyratça kullanılan kurumlar hâline gelmiştir. Oysaki bu yapılar söz konusu hizmetleri yanında yer aldığı bölgenin şenlendirici ve yön verici birer unsuruydular. Suyun doğasını kendi mimari unsurlarına yansıtan eserler, zamanla bir nevi şifa verici özelliğe de dönüşmüştür.
Biz de dinî ve millî kültürümüzün bir parçasını oluşturan çeşme, şadırvan, su kuyusu ve hamam gibi yapıların varlıklarına kayıt düşürmek ve onları geleceğe taşımak arzusu ile bu çalışmayı ortaya koymaya gayret ettik. Mevcut araştırma ile inanç ve kültürümüzün önemli cüzünü oluşturan su yapılarının hak ettiği değere ulaşmasını diliyoruz.
“Ve ce'alnâ mine'l mâi külle şey'in hayy” (Canlı olan her şeyi sudan yarattık) ayet-i kerimesi, yaratılan her şeyin su ile mümkün kılındığını gözler önüne sermektedir. Yeryüzünde her bir canlının yaratılışının kaynağını teşkil eden su, insanın kadim tarihinde kendi değerini oluşturmuştur. Bu değerin içinden çıkan insan tabiata yönelerek zengin bir su kültürü meydana getirmiştir. Türk toplumunda, atalarımız hayatın faniliğine karşı zengin su vakıfları oluşturarak içinde yaşadığı çevre ve inanç arasında sosyal bir bağ kurmayı başarabilmiştir. İnsanlığa hizmet noktasında mihenk taşı görevi üstlenen su yapıları, günümüzde hızlı sanayileşme sonucu hoyratça kullanılan kurumlar hâline gelmiştir. Oysaki bu yapılar söz konusu hizmetleri yanında yer aldığı bölgenin şenlendirici ve yön verici birer unsuruydular. Suyun doğasını kendi mimari unsurlarına yansıtan eserler, zamanla bir nevi şifa verici özelliğe de dönüşmüştür.
Biz de dinî ve millî kültürümüzün bir parçasını oluşturan çeşme, şadırvan, su kuyusu ve hamam gibi yapıların varlıklarına kayıt düşürmek ve onları geleceğe taşımak arzusu ile bu çalışmayı ortaya koymaya gayret ettik. Mevcut araştırma ile inanç ve kültürümüzün önemli cüzünü oluşturan su yapılarının hak ettiği değere ulaşmasını diliyoruz.