Komşu Bulgar edebiyatının en iyi yazarlarından, en çok okunanlarından biri olan Yordan Yovkov, Selvi (Sevlievo) ilinin Kazan (Kotel) ilçesi yakınlarındaki Balkan köylerinden biri olan Baş-köy’de (Jeravna) doğdu, Sofya’da öldü. Sofya Lisesi’nden sonra gittiği Hukuk Fakültesi’ni maddi olanaksızlık yüzünden bitiremedi. Daha sonra Dobruca’nın Çıfıt-Kuyusu gibi köylerinde 11 yıl öğretmenlik yaptı. Oradaki Türk halkından Türkçe öğrendi. Bu yüzden yapıtlarında Türkçe deyim ve atasözleri, bitki ve yer adlarını çok kullanır. Kimi öykülerinin kahramanlarını da yerli Türklerden seçer; Asiye, Tekerleklerin Türküsü, Mahkeme vb. gibi.
Yazdığı yapıtların çoğu hep bu bölgeyle ilgilidir. Etkin olarak katıldığı Balkan savaşları (1912-13), ilk Dünya Savaşı’ndaki (1914-18) askerlerin yaşamı üzerine ilk öykülerini yazdı. Bunlar savaşa ve onun neden olduğu çılgınca soykırıma karşı bir tür protesto niteliğindedir. Bununla birlikte Yovkov’un yazar olarak gerçek gücünü gösterdiği konular, daha çok köy ve köylülerle ilgilidir; çünkü o bunları bütün ayrıntılarıyla yakından tanır.
Yovkov büyük sorunlar ve anlaşmazlıklardan kaçınır. Onun dikkatini çeken, özellikle yaşadığı her gündür, çalışan insanlardır, onların küçük ve büyük sevinçleridir; insan için iyi olan, yaşam için yararlı olandır. İşte, bütün yapıtlarının ana motifi budur, denilebilir. Yovkov, yapıtlarından yabancı dillere en çok çeviri yapılan Bulgar yazarıdır. O artık dünya klasikleri arasına girmiştir. Yapıtları Almanca, Fransızca, İtalyanca, Rusça, Sırpça, Türkçe ve başka yabancı dillere çevrilmiştir.
Başlıca yapıtları: Öyküler: Kara-su (Mesta) kıyısında; Tekerleklerin Türküsü; Kuzgun Hanında Geceler; Kadın Kalbi; Balkan Efsaneleri; Konuşabilseydiler vb. —Romanlar: Sınır Boyundaki Çiftlik; Gorolomov’un Başına Gelenler; Orakçılar. —Dramlar: Albena; Boryana. —Komedi: Milyoner.
Komşu Bulgar edebiyatının en iyi yazarlarından, en çok okunanlarından biri olan Yordan Yovkov, Selvi (Sevlievo) ilinin Kazan (Kotel) ilçesi yakınlarındaki Balkan köylerinden biri olan Baş-köy’de (Jeravna) doğdu, Sofya’da öldü. Sofya Lisesi’nden sonra gittiği Hukuk Fakültesi’ni maddi olanaksızlık yüzünden bitiremedi. Daha sonra Dobruca’nın Çıfıt-Kuyusu gibi köylerinde 11 yıl öğretmenlik yaptı. Oradaki Türk halkından Türkçe öğrendi. Bu yüzden yapıtlarında Türkçe deyim ve atasözleri, bitki ve yer adlarını çok kullanır. Kimi öykülerinin kahramanlarını da yerli Türklerden seçer; Asiye, Tekerleklerin Türküsü, Mahkeme vb. gibi.
Yazdığı yapıtların çoğu hep bu bölgeyle ilgilidir. Etkin olarak katıldığı Balkan savaşları (1912-13), ilk Dünya Savaşı’ndaki (1914-18) askerlerin yaşamı üzerine ilk öykülerini yazdı. Bunlar savaşa ve onun neden olduğu çılgınca soykırıma karşı bir tür protesto niteliğindedir. Bununla birlikte Yovkov’un yazar olarak gerçek gücünü gösterdiği konular, daha çok köy ve köylülerle ilgilidir; çünkü o bunları bütün ayrıntılarıyla yakından tanır.
Yovkov büyük sorunlar ve anlaşmazlıklardan kaçınır. Onun dikkatini çeken, özellikle yaşadığı her gündür, çalışan insanlardır, onların küçük ve büyük sevinçleridir; insan için iyi olan, yaşam için yararlı olandır. İşte, bütün yapıtlarının ana motifi budur, denilebilir. Yovkov, yapıtlarından yabancı dillere en çok çeviri yapılan Bulgar yazarıdır. O artık dünya klasikleri arasına girmiştir. Yapıtları Almanca, Fransızca, İtalyanca, Rusça, Sırpça, Türkçe ve başka yabancı dillere çevrilmiştir.
Başlıca yapıtları: Öyküler: Kara-su (Mesta) kıyısında; Tekerleklerin Türküsü; Kuzgun Hanında Geceler; Kadın Kalbi; Balkan Efsaneleri; Konuşabilseydiler vb. —Romanlar: Sınır Boyundaki Çiftlik; Gorolomov’un Başına Gelenler; Orakçılar. —Dramlar: Albena; Boryana. —Komedi: Milyoner.