Geleceğinle ilgili bir fikrin olduğunda, ona güvenme, diyecekti yıllar sonra Camboya’ya. Hayat sana öylesine büyük altüstlükler yaşatır ki, en masum arzuların bile büyük bir suç gibi görünebilir.
Arturo Balz kış ortasında Uruguay sahillerine doğru çıktığı yolda, Camboya adlı genç bir otostopçuyu arabasına alır. Her ne kadar sahile vardıklarında ayrılsalar da, Camboya bir süre sonra Arturo’nun kulübesine gider. Dışarıda fırtınalar koparken sahilin ıssız bir köşesindeki kulübede ateşin başında sohbet ederler. Bu sırada ikisi de birbirlerinin Arjantin askerî diktatörlüğünün sırlarıyla dolu geçmişlerinden bihaberdir. Ta ki şaşırtıcı bir şüphe, geçmişin labirentlerinde yollarını kesiştirene dek.
Ülkemizde çok sevilen Kâğıt Ev’in yazarı Carlos María Domínguez’in, hayatın hikâyelerini incelikle ve sessizce ördüğü Kör Sahil, Gökhan Aksay’ın İspanyolca aslından çevirisiyle.
“Göz kamaştırıcı bir dille anlatılan dokunaklı bir hikâye. Geçmişin ve onun Arjantin diktatörlüğünün kurbanlarının arzuları ve hayalleri üzerindeki etkilerinin yürek parçalayıcı, etkileyici ve acımasız bir tanıklığı.”
–Juan Marsé
Geleceğinle ilgili bir fikrin olduğunda, ona güvenme, diyecekti yıllar sonra Camboya’ya. Hayat sana öylesine büyük altüstlükler yaşatır ki, en masum arzuların bile büyük bir suç gibi görünebilir.
Arturo Balz kış ortasında Uruguay sahillerine doğru çıktığı yolda, Camboya adlı genç bir otostopçuyu arabasına alır. Her ne kadar sahile vardıklarında ayrılsalar da, Camboya bir süre sonra Arturo’nun kulübesine gider. Dışarıda fırtınalar koparken sahilin ıssız bir köşesindeki kulübede ateşin başında sohbet ederler. Bu sırada ikisi de birbirlerinin Arjantin askerî diktatörlüğünün sırlarıyla dolu geçmişlerinden bihaberdir. Ta ki şaşırtıcı bir şüphe, geçmişin labirentlerinde yollarını kesiştirene dek.
Ülkemizde çok sevilen Kâğıt Ev’in yazarı Carlos María Domínguez’in, hayatın hikâyelerini incelikle ve sessizce ördüğü Kör Sahil, Gökhan Aksay’ın İspanyolca aslından çevirisiyle.
“Göz kamaştırıcı bir dille anlatılan dokunaklı bir hikâye. Geçmişin ve onun Arjantin diktatörlüğünün kurbanlarının arzuları ve hayalleri üzerindeki etkilerinin yürek parçalayıcı, etkileyici ve acımasız bir tanıklığı.”
–Juan Marsé
