İlk kitabı Eşikte ile gidenlerin hikâyelerini anlatan Metin Özdemir, yeni kitabı Körebe’de kalmayı seçenlerin, terk edilenlerin ya da yaşam sahnesinde kaybolup gidenlerin öykülerine odaklanıyor.
Çocukluğun saf dünyası ile büyüklerin karmaşık dünyası oyun düzleminde buluşuyor. Oyun ve gerçekliğin sınırları kaybolurken her şey oyunun bir parçası, bir göstergesi hâline geliyor; kahramanlar da hayat denilen büyük oyunun trajik oyuncuları.
Körebe, okuyucuyu hayatın oyunbaz yönlerini keşfetmeye davet ederken kaçınılmaz olarak şu sorularla yüzleştiriyor: Oyun nerede başlıyor, nerede bitiyor? Oyunda mıyım yoksa oyunun dışında mı?
Bir şeyi çok isteyip ona uzandığımda; kaybetme kaygısıyla baş etmem gerekiyor. Fakat istememek de elde edildiğindeki doyumdan vazgeçmek anlamına geliyor. Öte yandan bir şey elde edildiğinde zaten yitirilmiş olmuyor mu? Bilemiyorum. Asla oyuna girmeme yetecek kadar koz tutmamaya çalışıyorum elimde, tutsam bile sanki hayatımı ortaya koyuyormuşçasına zamanı gelmeden önce sürmekten korkuyor ve eylemsizlikle çıkabiliyorum bu kaostan. Duygularımın felç olduğu bir eylemsizlik!
İlk kitabı Eşikte ile gidenlerin hikâyelerini anlatan Metin Özdemir, yeni kitabı Körebe’de kalmayı seçenlerin, terk edilenlerin ya da yaşam sahnesinde kaybolup gidenlerin öykülerine odaklanıyor.
Çocukluğun saf dünyası ile büyüklerin karmaşık dünyası oyun düzleminde buluşuyor. Oyun ve gerçekliğin sınırları kaybolurken her şey oyunun bir parçası, bir göstergesi hâline geliyor; kahramanlar da hayat denilen büyük oyunun trajik oyuncuları.
Körebe, okuyucuyu hayatın oyunbaz yönlerini keşfetmeye davet ederken kaçınılmaz olarak şu sorularla yüzleştiriyor: Oyun nerede başlıyor, nerede bitiyor? Oyunda mıyım yoksa oyunun dışında mı?
Bir şeyi çok isteyip ona uzandığımda; kaybetme kaygısıyla baş etmem gerekiyor. Fakat istememek de elde edildiğindeki doyumdan vazgeçmek anlamına geliyor. Öte yandan bir şey elde edildiğinde zaten yitirilmiş olmuyor mu? Bilemiyorum. Asla oyuna girmeme yetecek kadar koz tutmamaya çalışıyorum elimde, tutsam bile sanki hayatımı ortaya koyuyormuşçasına zamanı gelmeden önce sürmekten korkuyor ve eylemsizlikle çıkabiliyorum bu kaostan. Duygularımın felç olduğu bir eylemsizlik!