“Usulca ona yaklaştı, kadın kocasının parmaklarının
çıplak kolunu okşadığını hissetti, gözleri
garip bir ışıkla parlıyordu. Adamın güçlü bedenine
tutunmak, tüm dertlerini şu anda, şu dakikada acı
çektiğini bilen adama dökmek istedi.
Ama elektrik lambası üzerinde o kadar acımasızca
parlıyor, yüzünü o kadar canlı bir şekilde
aydınlatıyordu ki utanç onu sardı.”
Korku; genç bir kadının hayatının nasıl değiştiğini, içinde var olduğu bir dünyada bir anda nasıl kendi zihnine hapsolmak zorunda kaldığını ve küçücük bir heyecanın nelere sebep olduğunu anlatan muazzam bir kurgu. Stefan Zweig her zamanki incelikli ve duygu dolu anlatımıyla bizleribir kez daha bambaşka hayatlara misafir ediyor.
“Usulca ona yaklaştı, kadın kocasının parmaklarının
çıplak kolunu okşadığını hissetti, gözleri
garip bir ışıkla parlıyordu. Adamın güçlü bedenine
tutunmak, tüm dertlerini şu anda, şu dakikada acı
çektiğini bilen adama dökmek istedi.
Ama elektrik lambası üzerinde o kadar acımasızca
parlıyor, yüzünü o kadar canlı bir şekilde
aydınlatıyordu ki utanç onu sardı.”
Korku; genç bir kadının hayatının nasıl değiştiğini, içinde var olduğu bir dünyada bir anda nasıl kendi zihnine hapsolmak zorunda kaldığını ve küçücük bir heyecanın nelere sebep olduğunu anlatan muazzam bir kurgu. Stefan Zweig her zamanki incelikli ve duygu dolu anlatımıyla bizleribir kez daha bambaşka hayatlara misafir ediyor.