Korkunun Güçleri İğrençlik Üzerine Deneme

Stok Kodu:
9789755394305
Boyut:
14x22
Sayfa Sayısı:
288
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2018-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Orijinal Adı:
Pouvoirs de I'horreur
Kategori:
%28 indirimli
216,00TL
155,52TL
Taksitli fiyat: 9 x 19,01TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789755394305
886781
Korkunun Güçleri
Korkunun Güçleri İğrençlik Üzerine Deneme
155.52

Dehşet, iğrençlik, pislik... Uzakta tutulmaya çalışılan, dışlanan, bastırılan ama geri dönen; bir tokat gibi suratımızda patlayan; bedenimizi istila eden; rüyalarımızı, bilincimizi ve bilinçdışımızı belirleyen, silinmeyen damga. Binlerce yıllık bir hafızada, mitlerde, dinlerde ve nihayet edebiyattaki iziyle dehşet. İşte Kristeva’nın Korkunun Güçleri’nde disiplinlerarası bir yaklaşımla, psikanalizden dilbilime, semiyotikten edebiyata uzanarak üzerinde durduğu ana tema bu.

Yakından bakıldığında neredeyse bütün edebiyatın konusudur “kıyamet”. Ve tarih boyunca, o “kıyamet”i yaşayanların varoluşu artık kimliksiz, heterojen, hayvani, başkalaşmış ve kırılgan bir sınırda kendini gösterir: borderline yani sınır kişilikler, travmanın kalıcılığı...

Kristeva, dehşetin anlamının ve gücünün hangi evrensel öznellik mekanizmalarına yaslandığını göstermeye çalışırken, bu konuda ayrıcalıklı yeri edebiyata verir. Hem de böylesi bir edebiyatın en derin, en mahrem kıyametlerimizin odağı olduğuna vurgu yapar.

Baudelaire, Lautréamont, Kafka, Bataille, Sartre aracılığıyla, kimliğin cehenneme inişine eşlik ettiğimize vurgu yapan Kristeva, asıl Céline üzerinde durur. O, İkinci Dünya Savaşı gibi bir facianın ortasında, iğrencin yörüngesindeki hiçbir şeyi bağışlamaz. Ne ahlak, ne politika, ne din, ne estetik, ne de öznellik ya da söz... Céline, bir tür nihilizmin gidebileceği en uç noktaya işaret ederken, dehşetin bu bölgesinin herkesi büyüleme gücünü de gözler önüne sermektedir. Dev bir kahkaha, çığlık, alaydır Céline, bütün insanlıkla dalgasını geçer.

Psikanalitik boyutta, özellikle din tarihinde iğrenmenin konusu olan annenin, kadının “şeytani” kabul edilişi üzerinde duran Kristeva, bu şeytaniliğin kendi varlığımızın ayrılmaz bir parçası oluşunun, sürekli bir katarsis ediminin içinde yaşayışımızın ifadesini yine edebiyatta bulur. Farklı perspektiflerin kesiştiği Korkunun Güçleri’nde, iğrenç temasına fenomenolojik bir bakışın ardından Kristeva semiyolojik düşüncelerini üç ana kutup üzerinde odaklar: analitik teori (fobi), dinler tarihi (günah, murdar), çağdaş edebiyat deneyimi (Céline).

Korkunun Güçleri, acılı ve esritici deneyimlerin çemberinden geçmiş olanlara hitap ediyor. İğrenmekten, kendini ve ötekini sevmeye götüren bir yolun kitabı...

Dehşet, iğrençlik, pislik... Uzakta tutulmaya çalışılan, dışlanan, bastırılan ama geri dönen; bir tokat gibi suratımızda patlayan; bedenimizi istila eden; rüyalarımızı, bilincimizi ve bilinçdışımızı belirleyen, silinmeyen damga. Binlerce yıllık bir hafızada, mitlerde, dinlerde ve nihayet edebiyattaki iziyle dehşet. İşte Kristeva’nın Korkunun Güçleri’nde disiplinlerarası bir yaklaşımla, psikanalizden dilbilime, semiyotikten edebiyata uzanarak üzerinde durduğu ana tema bu.

Yakından bakıldığında neredeyse bütün edebiyatın konusudur “kıyamet”. Ve tarih boyunca, o “kıyamet”i yaşayanların varoluşu artık kimliksiz, heterojen, hayvani, başkalaşmış ve kırılgan bir sınırda kendini gösterir: borderline yani sınır kişilikler, travmanın kalıcılığı...

Kristeva, dehşetin anlamının ve gücünün hangi evrensel öznellik mekanizmalarına yaslandığını göstermeye çalışırken, bu konuda ayrıcalıklı yeri edebiyata verir. Hem de böylesi bir edebiyatın en derin, en mahrem kıyametlerimizin odağı olduğuna vurgu yapar.

Baudelaire, Lautréamont, Kafka, Bataille, Sartre aracılığıyla, kimliğin cehenneme inişine eşlik ettiğimize vurgu yapan Kristeva, asıl Céline üzerinde durur. O, İkinci Dünya Savaşı gibi bir facianın ortasında, iğrencin yörüngesindeki hiçbir şeyi bağışlamaz. Ne ahlak, ne politika, ne din, ne estetik, ne de öznellik ya da söz... Céline, bir tür nihilizmin gidebileceği en uç noktaya işaret ederken, dehşetin bu bölgesinin herkesi büyüleme gücünü de gözler önüne sermektedir. Dev bir kahkaha, çığlık, alaydır Céline, bütün insanlıkla dalgasını geçer.

Psikanalitik boyutta, özellikle din tarihinde iğrenmenin konusu olan annenin, kadının “şeytani” kabul edilişi üzerinde duran Kristeva, bu şeytaniliğin kendi varlığımızın ayrılmaz bir parçası oluşunun, sürekli bir katarsis ediminin içinde yaşayışımızın ifadesini yine edebiyatta bulur. Farklı perspektiflerin kesiştiği Korkunun Güçleri’nde, iğrenç temasına fenomenolojik bir bakışın ardından Kristeva semiyolojik düşüncelerini üç ana kutup üzerinde odaklar: analitik teori (fobi), dinler tarihi (günah, murdar), çağdaş edebiyat deneyimi (Céline).

Korkunun Güçleri, acılı ve esritici deneyimlerin çemberinden geçmiş olanlara hitap ediyor. İğrenmekten, kendini ve ötekini sevmeye götüren bir yolun kitabı...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat