Epik trajedi türünde yazılmış bu başyapıt, temelini daha önceden anlatılmış hikâyelerden alır. Shakespeare’in Lear’ını bu hikâyelerden ayıran özellik ise, kendine özgü nitelikler taşıyan Shakespeare anlatıcılığıdır. Kral Lear’ın yazılı tarihinin 1605 yılına denk geldiği tahmin edilmekle birlikte, oyunun ilk olarak 1608 yılında yayımlandığı biliniyor. Ancak, oyun yayımlanmadan önce, 1607 yılında saraya bağlı bir tiyatroda sahneye konulmuştur. Oyunun ilk temsil edildiği sahnenin ismi de Whitehall Tiyatrosudur.
Kral Lear trajedisini birçok yönden ele alıp değerlendirmek mümkündür. Yüzyıllar öncesinden kaleme alınmış olmasına rağmen, evrensel temalara değinir. Ebeveyn-çocuk ilişkisine kadar sokulmayı başarmış çıkarcılık, kardeşler arasındaki tehlikeli, gizli rekabetler, devlet düzenindeki yozlaşmalar, makam ve varlığın felakete sürükleyen ikiyüzlülüğü, düzeni altüst olmuş bir evrende inançlarına tutunmaya çalışıp, erdemliliği elinden bırakmayan insanların mücadelesi ve bunun için ödedikleri bedeller… Sözünü ettiğimiz bu temalar; çok çarpıcı ve etkileyici sahnelerle; can alıcı ve düşünmeye sevk edici sözlerle okuyucunun/seyircinin değerlendirilmesine sunulur. Oyunun başında başlayıp, gittikçe inanılmaz boyutlar alan haksızlıklar, ihanetler, kıskançlıklar ve entrikalar oyunun sonunda ölüm getirir sahiplerine.
Epik trajedi türünde yazılmış bu başyapıt, temelini daha önceden anlatılmış hikâyelerden alır. Shakespeare’in Lear’ını bu hikâyelerden ayıran özellik ise, kendine özgü nitelikler taşıyan Shakespeare anlatıcılığıdır. Kral Lear’ın yazılı tarihinin 1605 yılına denk geldiği tahmin edilmekle birlikte, oyunun ilk olarak 1608 yılında yayımlandığı biliniyor. Ancak, oyun yayımlanmadan önce, 1607 yılında saraya bağlı bir tiyatroda sahneye konulmuştur. Oyunun ilk temsil edildiği sahnenin ismi de Whitehall Tiyatrosudur.
Kral Lear trajedisini birçok yönden ele alıp değerlendirmek mümkündür. Yüzyıllar öncesinden kaleme alınmış olmasına rağmen, evrensel temalara değinir. Ebeveyn-çocuk ilişkisine kadar sokulmayı başarmış çıkarcılık, kardeşler arasındaki tehlikeli, gizli rekabetler, devlet düzenindeki yozlaşmalar, makam ve varlığın felakete sürükleyen ikiyüzlülüğü, düzeni altüst olmuş bir evrende inançlarına tutunmaya çalışıp, erdemliliği elinden bırakmayan insanların mücadelesi ve bunun için ödedikleri bedeller… Sözünü ettiğimiz bu temalar; çok çarpıcı ve etkileyici sahnelerle; can alıcı ve düşünmeye sevk edici sözlerle okuyucunun/seyircinin değerlendirilmesine sunulur. Oyunun başında başlayıp, gittikçe inanılmaz boyutlar alan haksızlıklar, ihanetler, kıskançlıklar ve entrikalar oyunun sonunda ölüm getirir sahiplerine.