Romanda; biri çocuk toplam yedi Türk’ün yüzerek Rumeli topraklarına ulaşıp Dimetoka Kalesi, Edirne ve Sofya’yı ele geçirmeleri anlatılır. Bu fetihlerin ortak özellikleri, hiç kan dökülmeden, sadece akıl oyunları ile gerçekleşmiş olmalarıdır. Romanı okurken romandaki kahramanların şahsında Türklerin bir orduya bedel zekasına hayran kalacak, M. Turhan Tan sanki yanı başınızdaymış gibi hissedeceksiniz.
Tarihi roman yazarı M. Turhan Tan, 1. Abdülhamid’in kızı Hibetullah Sultan’la evlenen Alaeddin Paşa’nın torunlarından, İstinaf Mahkemesi Reisi Ahmet Fethi Bey’in oğludur. Sivas mebusluğu dahil birçok önemli siyasi ve idari görevlerde bulunan Tan, 1922’den sonra yalnızca yazmakla meşgul oldu. Tarihi romanları döneminin gazetelerinde tefrika edildi, bir kısmı Almanca, Fransızca ve Yunancaya çevrildi.
Çağrı Yayınları olarak; okuyucusunu Yemen çöllerinde dolaştıran, Hint denizlerinin fırtınalı dev dalgaları üzerinde yüzdüren, Topkapı Sarayı’nın loş koridorlarında dönen entrikalarla heyecanlandıran M. Turhan Tan’ın elli yılı aşkın süredir yayınlanmayan romanlarını tozlu raflardan indirip gün yüzüne çıkarmaktan kıvanç duyuyoruz.
Romanda; biri çocuk toplam yedi Türk’ün yüzerek Rumeli topraklarına ulaşıp Dimetoka Kalesi, Edirne ve Sofya’yı ele geçirmeleri anlatılır. Bu fetihlerin ortak özellikleri, hiç kan dökülmeden, sadece akıl oyunları ile gerçekleşmiş olmalarıdır. Romanı okurken romandaki kahramanların şahsında Türklerin bir orduya bedel zekasına hayran kalacak, M. Turhan Tan sanki yanı başınızdaymış gibi hissedeceksiniz.
Tarihi roman yazarı M. Turhan Tan, 1. Abdülhamid’in kızı Hibetullah Sultan’la evlenen Alaeddin Paşa’nın torunlarından, İstinaf Mahkemesi Reisi Ahmet Fethi Bey’in oğludur. Sivas mebusluğu dahil birçok önemli siyasi ve idari görevlerde bulunan Tan, 1922’den sonra yalnızca yazmakla meşgul oldu. Tarihi romanları döneminin gazetelerinde tefrika edildi, bir kısmı Almanca, Fransızca ve Yunancaya çevrildi.
Çağrı Yayınları olarak; okuyucusunu Yemen çöllerinde dolaştıran, Hint denizlerinin fırtınalı dev dalgaları üzerinde yüzdüren, Topkapı Sarayı’nın loş koridorlarında dönen entrikalarla heyecanlandıran M. Turhan Tan’ın elli yılı aşkın süredir yayınlanmayan romanlarını tozlu raflardan indirip gün yüzüne çıkarmaktan kıvanç duyuyoruz.