Duayen gazeteci Cüneyt Arcayürek, Kenan Evren cuntası dönemindeki yoğun sansür-baskı ortamına rağmen cesur bir hamleyle yayınlanan ve Türkiye'deki sosyopolitik durumu hicvederek büyük ses getiren ilk Ku-De-Ta kitabının ardından 30 yıl sonra serinin üçüncü kitabını kaleme aldı. Düşsel bir adada geçen olayları, demokrasi tutkunu bir gazetecinin ağzından anlatan Cüneyt Arcayürek, Ada'daki medya-işadamı-hükümet ilişkileri ve toplumsal baskı ortamını hicvederek, aslında Türkiye'de Kenan Evren cuntasından bu yana isimler ve cisimler dışında hiçbir şeyin değişmediğini teatral bir üslupla çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Duayen gazeteci Cüneyt Arcayürek, Kenan Evren cuntası dönemindeki yoğun sansür-baskı ortamına rağmen cesur bir hamleyle yayınlanan ve Türkiye'deki sosyopolitik durumu hicvederek büyük ses getiren ilk Ku-De-Ta kitabının ardından 30 yıl sonra serinin üçüncü kitabını kaleme aldı. Düşsel bir adada geçen olayları, demokrasi tutkunu bir gazetecinin ağzından anlatan Cüneyt Arcayürek, Ada'daki medya-işadamı-hükümet ilişkileri ve toplumsal baskı ortamını hicvederek, aslında Türkiye'de Kenan Evren cuntasından bu yana isimler ve cisimler dışında hiçbir şeyin değişmediğini teatral bir üslupla çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.