“İnsan yavrusu”nun doğduğu andan, hatta ana rahminden bu yana geçirdiği psikolojik ve fiziksel süreç, bilimsel araştırmaların temel konularından biri olmuştur. Bu kitapta, insanın yaşam akışındaki etkileri ve aynı zamanda kuantum fiziğinin psikoloji bilimi üzerindeki etkilerini de gözlem, deneyim ve bilimsel araştırmalar ışığında okuyacaksınız.
İnsan, enerjiden oluşan bir varlıktır. Atomun en küçük parçacığı olan kuantlardan oluşmuş bir bedeni vardır. Bu bedenin üzerine fizyolojik bedeni giydirilmiştir.
Gelecek, düşünce gücüyle yaptığımız işlerle şekillenecek.
Belki de beyinlerimiz birer zaman makinesidir, geçmiş ve gelecekten gelen mesajları alabilen ve gönderebilen makineler…
“Bu kitabın yazılma amacı, ‘insanın yavrusunun’ üzerindeki yüklere dikkat çekmektir. Fiziken uyumsuz olduğu bir âlemde içten gelen dürtülerini dıştan gelen baskılara göre yönetebilmesinin ne kadar zor olduğun anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum…” diyor Şule Çolakel.
Ömer Hayyam’ın, rubaisinde de anlamaya çalıştığı bu olabilir mi?
“Yolumun üstünde bir tuzak kurdun,
Bir de diyorsun ki: Yürü, iznim var!
Cihanda kudretin her yere hâkim,
Beni yürüten sen, adım günahkâr”
“İnsan yavrusu”nun doğduğu andan, hatta ana rahminden bu yana geçirdiği psikolojik ve fiziksel süreç, bilimsel araştırmaların temel konularından biri olmuştur. Bu kitapta, insanın yaşam akışındaki etkileri ve aynı zamanda kuantum fiziğinin psikoloji bilimi üzerindeki etkilerini de gözlem, deneyim ve bilimsel araştırmalar ışığında okuyacaksınız.
İnsan, enerjiden oluşan bir varlıktır. Atomun en küçük parçacığı olan kuantlardan oluşmuş bir bedeni vardır. Bu bedenin üzerine fizyolojik bedeni giydirilmiştir.
Gelecek, düşünce gücüyle yaptığımız işlerle şekillenecek.
Belki de beyinlerimiz birer zaman makinesidir, geçmiş ve gelecekten gelen mesajları alabilen ve gönderebilen makineler…
“Bu kitabın yazılma amacı, ‘insanın yavrusunun’ üzerindeki yüklere dikkat çekmektir. Fiziken uyumsuz olduğu bir âlemde içten gelen dürtülerini dıştan gelen baskılara göre yönetebilmesinin ne kadar zor olduğun anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum…” diyor Şule Çolakel.
Ömer Hayyam’ın, rubaisinde de anlamaya çalıştığı bu olabilir mi?
“Yolumun üstünde bir tuzak kurdun,
Bir de diyorsun ki: Yürü, iznim var!
Cihanda kudretin her yere hâkim,
Beni yürüten sen, adım günahkâr”